22 Ocak 2014 Çarşamba

“Cemaat” operasyonları ve küresel sermaye ile savaş

Kamudaki yer değişiklikleri,”Cemaate operasyon” olmanın ötesinde, asıl oyun kurucu yabancı gücün devlete sızmasını engellemektir... Cemaat tabanının, cemaatin büyük bir küresel güç tarafından kontrol edildiğini kabullenemiyor olmasını da anlayışla karşılamak gerekir. Cemaat, o müzmin kibrinden kurtulmalıdır. Bilmelidir ki, arkasındaki o küresel destek kesildiği an, aslında çok güçsüz olduğu ortaya çıkar. Cemaat, bugüne kadar “kibir” hatırlatmasını sadece Başbakan’a yönelik olarak yaptı; oysa bu hatırlatmaya önce kendisinin ihtiyacı vardı... “28 Şubat’ta bile böyle zulüm görmedik” yakınması isabetsiz. Hedef, bu çalışkan ve fedakâr insanlar değil, onları kullanan küresel güç. Sorumluluk, Cemaat’in üst yönetimine aittir. Bu yapıyı bir siyasî teşkilata çevirmek onların fikri değilse bile, buna teşne olmayabilirlerdi. Ayrıca, Cemaat’in zannedildiği gibi homojen bir yapıdan oluştuğunu hiç zannetmiyorum. Çok farklı görüşler var; ama dışarıya yansıtılmıyor.

Bir örtünün altına saklanmış bir suçlu düşünün. Siz ona vurduğunuzda hâliyle örtüye de vurmuş olursunuz. “Cemaat”, işte o örtüdür. Kaçınılmaz bir durum. Hedef, kesinlikle ibadetlerini hassasiyetle ifa eden, malını mülkünü “Hizmet”e bağışlayan “adanmış ruhlar” değil. Taban da bunu anlamalı.

Tekrar kaydedelim: Asıl savaş, “ulus devlet” yapısıyla “küresel sermaye” yapısı arasındaki dünya savaşıdır. Bu savaş, sadece Türkiye’de değil, pek çok ülkede devam ediyor. Savaşan iki ordu düşünün. Askerler birbirlerini tanımazlar bile. Kişisel husumetleri yoktur. Hedef, o ordunun arkasındaki güçtür. Öyle değil mi?..