21 Ekim 2020 Çarşamba

Arada sırada linklerini paylaştığım şarkılara dair…

Twitter sayfamda zaman zaman, dinlediğim şarkıların YouTube linklerini paylaşıyorum. Bu konuda bazen farklı çevrelerden farklı mesajlar geliyor bana. Kimisi, “Bu Marksist / komünist adamın şarkılarını niye paylaşıyorsun?” diye, kimisi de “Niye bu yandaş şarkıcının reklamını yapıyorsun?” diye tepki gösteriyor bana.

Doğrusunu söylemek gerekirse ben, bu tür düşünceleri çok ilkel ve hatta -kusura bakılmasın- aptalca buluyorum. Bir sanatçı, güzel bir şarkı üretmişse, kim olursa olsun, ben onu keyifle dinler, takdir ederim. Sanatını siyasî tavrıyla ölçmem. “Artık seni takip etmeyeceğim!” diyenler oluyor. Doğrusu, buna üzüldüğümü söyleyemem… Böyle basit, çocukça konularla ilgilenmiyorum. 

Bir medya mensubu olduğum için, işimin de gereği olarak siyaseti ben de yakından takip ediyorum; ama biliyorum ki günümüzde siyaset, kurgulanmış olaylar zinciridir. Daha da ötesi, istihbarat savaşlarıdır. Ben, ülkeme dair öngörülerde bulunabilmek ve siyasî analizler yapabilmek için siyaseti takip ediyorum. Siyaseti hayatının merkezine yerleştiren insanlardan biri değilim. Bunun yanı sıra, kendi siyasî görüşlerimi, bakış açımı da olabildiğince şeffaf bir şekilde dile getirmekten de kaçınmıyorum.

Cemil Meriç, “-izmler (ideolojiler), idrakimize giydirilen deli gömlekleridir” demekte ne kadar da haklı… 

Bu sayfanın takipçileri, siyasî görüşleri birbirinden farklı insanlardan oluşuyor ve bence bu çok değerli bir şey. 

Dinî hassasiyetleri sebebiyle hiç müzik dinlemeyenleri de anlar ve saygı duyarım; ama ben, şarkı-türkü dinleyen bir insanım ve kendimi olduğumdan farklı göstermek gibi bir niyetim de yok.