Gazeteci-Yazar, Şair Hilmi Yavuz, Orhan Veli’nin edebiyat tarihçileri tarafından öne çıkarılan Garip dönemi şiirlerinin, şiir okuyucularıyla ve edebiyat tarihçileriyle dalga geçtiği şiirler olduğunu ileri sürdü.
Hilmi Yavuz, Orhan Veli’nin gerçek dehası, altını çizerek söylüyorum, ‘Denizi özleyenler için’ türünden yazdığı şiirlerdedir. Yoksa bu şiirleri, yani, beni bağışlayınız bunu söylediğim için, aranızda belki Orhan Veli’nin özellikle Garip döneminde yazdığı şiirleri çok sevenler olabilir, birçokları benim de ezberimde elbette, ama ben o şiirleri Orhan Veli’nin bizimle deyiş yerindeyse dalga geçmek için, bir tür ‘Dalgacı Mahmut’ tavrıyla yazdığını düşünüyorum. Yani nasıl aşk şiirlerini ‘iş olsun diye’ yazdığını söylüyorsa, Garip dönemindeki şiirleri de sanıyorum biraz da bizimle alay etmek için ‘iş olsun diye’ yazmıştır diye düşünüyorum” diye konuştu.
“İstanbul’da Bir Garip Orhan Veli”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, Türk
Edebiyatı’nın önemli isimlerinden Şair, Yazar Orhan Veli’yi anma programı
düzenledi.
Kurduğu Garip akımının 70. yılı münasebetiyle Tarık Zafer
Tunaya Kültür Merkezi’nde düzenlenen “İstanbul’da Bir Garip Orhan Veli”
başlıklı programda, Orhan Veli’nin fotoğraflarından oluşan bir sergi
düzenlendi, Orhan Veli’nin edebî şahsiyetinin özetlendiği TRT yapımı belgesel
film gösterildi ve bir panel düzenlendi.
Oturum Başkanlığını Prof. Dr. Haluk Oral’ın yaptığı panele
konuşmacı olarak Gazeteci Yazar Doğan Hızlan, Gazeteci Yazar, Şair Hilmi Yavuz
ile Orhan Veli Şiir Evi’nin kurucusu Yazar M. Şeref Özsoy katıldı.
“Orhan Veli’nin ‘Garip’ dönemi, bizimle alay
ettiği dönemdir
Orhan Veli’nin öne çıkan Garip dönemini “Orhan Veli’nin
retorik dönemi” olarak adlandırdığını belirten Yavuz, “Ve o dönemde Orhan
Veli’nin bizimle alay ettiğini düşünüyorum” dedi. Hilmi Yavuz, şunları söyledi:
“Nasıl ki biraz önce yine belgeselde izlediğimiz bir
şiirinde ‘Benim yazdığım bütün aşk şiirlerini kadınlar kendileri için yazdığımı
sandılar oysa onların hiçbiri, benim bu şiirleri iş olsun diye yazdığımı
bilmedi’ demişti. Aslında bu, bana sorarsanız Orhan Veli’nin ikinci dönemi için
bir anahtar dizedir. Sanıyorum Orhan Veli, bizim çok önemsediğimiz, edebiyat
tarihlerinin çok öne çıkardığı bu ikinci dönemi, yani Garip dönemini Orhan
Veli, biraz da bizimle alay etmek için yazmış olmalıdır. Niçin? Çünkü Orhan
Veli’nin gerçek şiir yeteneği, gerçek şiir dehası, hiç şüphesiz Garip döneminin
şiirlerinde değildir. Her ne kadar edebiyat tarihleri bunu böyle
vasıflandırıyor iseler de, benim için bu meselenin böyle olmadığını söylemek
istiyorum. Çünkü daha sonraki dönemde, yani özellikle ‘Yenisi’ ve ‘Karşı’ adlı
kitaplarına ve daha sonra ölümünden sonra yayınlanan şiirlerine bakıldığında
görülecektir ki, Orhan Veli’nin gerçek şiirleri ve deyiş yerindeyse gerçek şiir
dehası, bu şiirlerdedir.
Basit bir mukayese yapmak gerekirse, bunlardan biri, biraz
önce yine belgeselde okunan şiir, Zilli Şiir.
Biz memurlar,
Saat dokuzda, saat on ikide, saat beşte,
Biz bizeyizdir caddelerde,
Böyle yazmış yazımızı Ulu Tanrı;
Ya paydos zilini bekleriz,
Ya aybaşını.
Şiiriyle meselâ ‘Denizi özleyenler için’ şiiri arasındaki
fark, ne demek istediğimi çok iyi anlatacaktır. Nedir ‘Denizi özleyenler için’
şiiri?
Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damlar üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret,
Bakar bakar ağlarım.
Hatırlarım ilk görüşümü dünyayı,
Bir midye kabuğunun aralığından;
Suların yeşili, göklerin mavisi,
Lapinaların en harelisi...
Halâ tuzlu akar kanım,
İstiridyelerin kestiği yerden.
Neydi o deli gibi gidişimiz,
Bembeyaz köpüklerle, açıklara!
Köpükler ki fena kalpli değil,
Köpükler ki dudaklara benzer;
Köpükler ki insanlarla
Zinaları ayıp değil.
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret,
Bakar bakar ağlarım.
Şimdi bu iki şiirin arasındaki fark, Orhan Veli’nin gerçek
şiir dehasının mizaha veya ironiye indirgenmeyecek kadar basit olmadığını
gösteriyor. Orhan Veli’nin gerçek dehası, altını çizerek söylüyorum, ‘Denizi
özleyenler için’ türünden yazdığı şiirlerdedir. Yoksa bu şiirleri, yani, beni
bağışlayınız bunu söylediğim için, aranızda belki Orhan Veli’nin özellikle
Garip döneminde yazdığı şiirleri çok sevenler olabilir, birçokları benim de
ezberimde elbette, ama ben o şiirleri Orhan Veli’nin bizimle deyiş yerindeyse
dalga geçmek için, bir tür ‘Dalgacı Mahmut’ tavrıyla yazdığını düşünüyorum.
Yani nasıl aşk şiirlerini ‘iş olsun diye’ yazdığını söylüyorsa, Garip
dönemindeki şiirleri de sanıyorum biraz da bizimle alay etmek için ‘iş olsun
diye’ yazmıştır diye düşünüyorum. Bu benim görüşüm tabii.
Şimdi meseleye böyle bakıldığı zaman, Orhan Veli’nin Garip
döneminin aslında bir retorik dönem olduğunu söylemiştim. Niçin retorik dönem?
Çünkü bir tür Tanzimat şiiriyle alay etme dönemidir. Şimdi Namık Kemal’in
Hürriyet Kasidesi’ni düşünelim meselâ, ne diyor?
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten
Çok ciddi bir şiir bu. Orhan Veli, bunu nasıl alaya alıyor?
Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.
Bunu şöyle de söyleyebilirdi:
Neler yapmadık şu vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz bâb-ı hükümetten çekildik…
Şimdi demek ki, Orhan Veli’nin Garip dönemi aslında bir
anlamda sadece şiirin kendisiyle değil, ‘Ben şiirle alay da ederim, Tanzimat
şiiriyle de alay ederim, onların parodisini yaparım’ tavrıyla gelmiştir.
Dolayısıyla Orhan Veli’nin asıl şiirlerinin, yani benim şiirsel dehasını çok
somut ve açık bir biçimde gösterdiğini düşündüğüm şiirleri, Orhan Veli’nin
lirik şiirleridir. Orhan Veli’nin büyüklüğü, onun mizah, ironi, alay, ‘Dalgacı
Mahmut’ tavrıyla yazdığı şiirlerde değil. Onları herkes yazabilir, biliyor
musunuz? O şiirleri herkes yazabilir. Demin okuduğum türden ‘Zilli şiir’ veya
bu tür başka mizahî şiirlerini pekâlâ başkaları da yazabilirdi. Orhan Veli’nin,
bana sorarsanız, ayırt edici özelliği, onun özellikle bu tür alayı, ironiyi ve saireyi
öne çıkararak yaptığı mizah şiirleri değil, tam tersine retoriği bir tarafa
bırakıp yazdığı lirik şiirlerdedir. Ben, Orhan Veli’nin lirik şiirlerinin,
Orhan Veli’nin öneminin ve büyüklüğünün kanıtı olarak gösterilmesinin daha
doğru olduğunu düşünüyorum. Ama edebiyat tarihleri, Orhan Veli’yi hep Garip
döneminin şiirleriyle yüceltmişlerdir ki bu, Orhan Veli’nin, edebiyat tarihiyle
de iyice dalga geçtiğini gösterir. Bana öyle geliyor.
Nedir Garip dönemi aslında? Garip döneminde yaptığı Orhan Veli’nin, bir, Namık Kemal türü Tanzimat şiirine yapılmış bir parodidir, ‘Neler yapmadık şu vatan için / Kimimiz öldük / Kimimiz nutuk söyledik’ şiirinde olduğu gibi, bir anlamda da poetika bakımından Fecr-i Âti şiirinin, bir başka deyişle Ahmet Haşim şiirinin bir parodisidir. Bu parodiyi, çok ciddi şekilde Orhan Veli, Garip önsözünde yazmıştır. Ahmet Haşim, ‘şiirde mânâ önemli değildir’ demiştir. Hatırlayacaksınız, Piyale önsözünde Haşim’in söylediği ‘Şiirde mânâ aramak, o güzel sesli kuşu, yani bülbülü eti için kesmeye benzer’ demiştir. Orhan Veli, tam tersini söylüyor. ‘Şiirde mânâ, en önemli unsurdur’ diyor. Haşim, şiirin, kendi deyimiyle Resullerin sözleri gibi, kolay anlaşılmayacak olması gerektiğini savunurken Orhan Veli, konuşma diliyle şiirin herkes tarafından anlaşılması gerektiğini savunmuştur.”
(Haber: Sürur Öztürk / Fotoğraf: Gültekin Uysal)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder