Şeytan, “Bunlar mı yönetiyor artık insanları?” diye sorunca,
kadın şöyle cevap verir:
“Bunlar… Ve bunların ardındaki çok uluslu, binlerce ortaklı
büyük sermaye grupları. Bankalar, holdingler, göze görünmeyen patronlar… CİA,
robotlar, kompitürler… Kıyamet günü geldi Şeto… Görmek ister misin?”
“Binlerce ortaklı
büyük sermaye grupları…”
16 Haziran 2014’te kaybettiğimiz Senarist Ayşe Şasa’nın da
senaryo ekibinde yer aldığı “Arkadaşım Şeytan” filmini izledim az önce. Filmin Yönetmenliğini
Atıf Yılmaz, Görüntü Yönetmenliğini Erdal Kahraman üstlenmiş. Senaryo ekibi, Atıf
Yılmaz, Ümit Ünal, Halit Refiğ ve Ayşe
Şasa’dan oluşuyor. Filmin oyuncuları, Mazhar Alanson, Özkan Uğur, Bülent
Kayabaş, Ali Poyrazoğlu, Yaprak Özdemiroğlu, Hüseyin Kutman, Deniz Türkali, Levent
Tülek. Yapım tarihi, 1988.
“Arkadaşım Şeytan”dan, dikkatimi çeken küçük bir kesit:
Filmde şeytanı temsil eden adam, yıllar önce ruhunu esir
aldığı kadını ziyarete gider ve ona ruhunu iade eder. Kadın ise kısaca “Şeto”
diye hitab ettiği şeytana şöyle der:
“Hah hah hah!... Allahım! Ne demode bir şeytansın Şeto. Bize
artık ruh muh gerekli değil. Ruhlar çoktan tedavülden kalktı. Haberin yok mu?”
Şeytan, hayretler içinde, “Demek sen de ha?! Anlamıyorum.
Hiçbir şey anlamıyorum. Bir zamanlar sizler benim kuklalarımdınız. İpleriniz
benim elimdeydi. Şimdi kim peki? Kim yönetiyor sizi?” diye sorar. Kadın,
“Tanışmak ister misin? Gel benimle” diyerek şeytanı bilgisayarlar, elektronik
cihazlarla dolu bir odaya götürür. Şeytan, “Bunlar mı yönetiyor artık
insanları?” diye sorunca, kadın şöyle cevap verir:
“Bunlar… Ve bunların ardındaki çok uluslu, binlerce ortaklı
büyük sermaye grupları. Bankalar, holdingler, göze görünmeyen patronlar… CİA,
robotlar, kompitürler… Kıyamet günü geldi Şeto… Görmek ister misin?”
Kadın, şeytanı bir başka odaya alır ve televizyonun
düğmesine basıp, “Otur seyret. İnsanoğlu artık şeytandan daha şeytan Şeto”
diyerek, ona birtakım görüntüler izletir. Ard arda hızla akan birkaç saniyelik
görüntülerde, insanoğlunun aya gidişi, kirletilmiş tabiat, adeta arı kovanına
dönmüş bir trafik yoğunluğu, caddelerde akan, koşturmaca içindeki insan seli,
açlıktan bir deri bir kemik kalmış Afrikalı bir çocuk, Prens Charles’ın taç
giyme merasimi, bir maymun görüntüsünün maymun kafatasına dönüşmesi; yani
muhtemelen Darwinizm, şehirlere atılan bombalar, bu esnada kendini müziğin
ritmine kaptırmış, çılgınca eğlenen gençler, meydana gelen afetler, cinsellik,
Saddam’ın, Teacher’ın, Reagan’ın, Humeyni’nin görüntüleri, mezarlıklar,
çığlıklar, savaşlar, yok olmuş şehirler görülür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder