24 Haziran 2015 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iftar yemeği

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı itibarsızlaştırma operasyonlarının bir parçası olan web sitelerinden birisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği iftar yemeğinin -güya- maliyetini hesaplarken, masanın, masadaki tabakların, bardakların, çatalların, bıçakların vesairenin fiyatlarını toplamış. Erdoğan’ı itibarsızlaştırmak uğruna, tam bir geri zekâlılık örneği sergilemiş. Sanki iftardan sonra o masa, masadaki tabaklar, bardaklar, çatallar, bıçaklar çöpe atılacakmış gibi. Siz bir lokantada yemek yediğinizde, masadaki demirbaş malzemeler de faturanıza yansıyor mu? Aynı malzemeler, belki binlerce defa kullanılıyor...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağırladığı Diyanet İşleri Başkanına, eski başkanlara ve akademisyenlere nasıl bir sofra kurmalıydı yani? Yere domates kasaları koyup, üzerlerine gazete kâğıtları serip, domates peynir ikram edip, “Hadi, plastik çatallarınızla buyurun bakalım, afiyet olsun” mu demeliydi? Varsayalım ki öyle yaptı, siz zannediyor musunuz ki bu medya, öyle bir iftar yemeği ile de dalga geçmeyecekti? Bu zevatın derdi, ne iftardır, ne israftır. Onların tek derdi, Erdoğan’ı, onu seçen halkın gözünde itibarsızlaştırmak, halk desteğini olabildiğince zayıflatıp, Türkiye’nin işgaline karşı gösterdiği direnci kırmak.

Bir başka husus; bu zevatın, bu topraklardaki iftar geleneğinden de haberleri yok. Bilmiyorlar mı ki, Osmanlı döneminde mahallelerdeki köşk ve konak sahibi beyler, paşalar, Ramazan ayında mahalle sakinlerine köşklerinin, konaklarının kapılarını ardına kadar açar, zengin iftar yemekleri verirler, gelenleri de “diş kirası” adı verilen çeşitli hediyelerle uğurlarlardı.

“Ama onlar yoksullara verilen iftarlardı” mı diyeceksiniz? Şimdi yoksullara iftar verilmiyor mu? Türkiye’nin bütün il, ilçe ve belde belediyelerinin her gün binlerce, toplamda milyonlarca kişiye verdikleri iftarları bilmiyorlar mı? Pekâlâ biliyorlar ama onlar, bu iftarlardan da rahatsızlar.

(Şu hususu da not etmeliyiz ki, “saray sofraları”, tarih boyunca hep birtakım siyasî / sosyal çekişmelere konu olmuştur. Meselâ, Fatih Sultan Mehmed de başlangıçta sofralarına devlet erkânını kabul etmiş; ancak devlet erkânı, sofrada onun yakınında, sağında ya da solunda oturmayı bile bir itibar vesilesi olarak addeder hâle gelip kendi aralarında rekabet ve husumete düşünce Fatih, bu uygulamaya son vermek zorunda kalmıştı...)

Şunu aklımızdan hiç çıkarmayalım: Erdoğan’a yönelik bütün bu aşağılama yayınlarının tek amacı var, o da Erdoğan’ın şahsında, Türkiye’nin millî direncini kırmak... Başaramayacaklar!..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanındayız, yanında kalacağız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder