Nazım Hikmet, 1929 yılı Haziran ayında “Resimli Ay” mecmuasında yayınlanmış olan “Yeni Çıkan Kitaplar: “Kara Davut” / Muharriri Nizamettin Nazif” başlıklı yazısında, başlığından da anlaşılacağı üzere, Nizamettin Nazif’in “Kara Davut” isimli romanını tanıtıyor.
Kendi ifadesiyle, romana göre; “İstanbul’u fetheden ne
İkinci Mehmet’in (Fatih’in - S.Ö.) devşirme usulüyle topladığı Yeniçeri
derebeyi ordusu, ne de Sultan İkinci Mehmet’in cesaret ve dirayetidir.
Nizamettin’in iddiasına göre İstanbul’un fethinde en büyük amil olan Kara Davut’tur.
İstanbul’u zapteden Kara Davut’tur. Kara Davut yani ‘ne idüğü belirsiz’ bir
serseri!?”
Romana göre İstanbul’u asıl zapt eden Fatih Sultan Mehmed
değil, Kara Davut’muş...
Nazım Hikmet, romanda Fatih Sultan Mehmed’in okuyucuya hangi
vasıflarla takdim edildiğini de şöyle özetliyor:
“İkinci Mehmet ki derebeylerin derebeyidir, zalimlerin
zalimidir. İkinci Mehmet ki Kostantaniye’deki karılar kızlar ve şabb-i
emredlerin visaline nail olmak için bir emriyle on binlerce insanı ademe
göndermiş mağrur bir ceberruttur. İkinci Mehmet ki Türkiye’yi satan Vahdettin’in
dedesinin dedesidir.”
Romanda, Kara Davut’un Fatih Sultan Mehmed’i tokatladığı bir
sahne de vardır ve Nazım Hikmet, bu kısma işaret ederek şöyle yazıyor:
“Kara Davut’tan tokat yer, hem de nasıl bir tokat.
Şaklamasının sesi bir taraftan ecdadının mezarlarını sarsan, öbür taraftan
mütereddi, sarı uzun kulaklı ahfadını 77 kerre kaldırıp kaldırıp yere çarpan
bir tokat.”
Ve Nazım Hikmet, bu romanı öve öve bitiremiyor... Nazım’a
göre roman kahramanı Kara Davut, derebeyi düşmanıdır ve orta köylünün
kahramanıdır. Nazım diyor ki, “Kara Davut, bazı âlim geçinen cahil
ediplerimizin iddiası gibi bir palavra, bir sergüzeşt romanı değil, son
senelerde çıkan çok derin ve şayan-ı dikkat, tezli bir eserdir.”
Nazım Hikmet, yazısında bahsetmiyor ama romanın özellikle bu
“Kara Davut’un Fatih’e tokat atma” sahnesine tepki gösteren gençler, romanın
tefrika edildiği (bölümler hâlinde yayınlandığı) o dönemdeki Vakit gazetesinin
önünde toplanıp tepki göstermişler ve bu tepkiler üzerine yayın durdurulmuş.
Nazım Hikmet, bu ve buna benzer tepkilerden hareketle olsa
gerek, tepki gösterenler için şu ifadeyi kullanıyor:
“... İçin için, kara bir hayvan gibi homurdanan ekalliyet...”
Nazım Hikmet’in bu yazısının yayınlandığı tarih, 1929. Son
padişah Vahdeddin’in sürgüne gönderilişinin üzerinden henüz 7 yıl geçmiş...
Vahşi bir öfkeyle Fatih Sultan Mehmed’e hakaretler edilmesini bütün zihniyle ve
kalbiyle tasdik ediyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder