ABD Başkanı Barak Obama’nın, ülkesindeki “Küresel Sermaye”
grupları tarafından nasıl baskı altına alınıp giderek çaresiz hâle
getirildiğini ve Türkiye ile ittifakına ters düşen bir tutum içerisine
girdiğini görünce;
Türkiye’deki bazı güç odaklarının, sessiz ve derinden
birtakım sinsi faaliyetler içerisinde olduklarını fark edince;
Cumhurbaşkanı ve Mahallî İdareler seçimlerinde CHP ile
işbirliği yaptığı halde, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bile CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Küresel güçlere dalkavukluk etmek”le suçladığını
duyunca;
Kılıçdaroğlu’nun, “PYD’nin terörist bir örgüt olmadığını”
söylediğini duyunca;
Türkiye’nin güneyinde, Türkiye’nin başına belâ edilmek
üzere yeni bir yarı özerk devlet kurma teşebbüsünü takip edince;
Önümüzdeki aylarda Türkiye’nin gerçekten çok çetin bir
mücadelenin içine girmek zorunda kalacağını düşünüyorum...
O çetin günlere hazırlıklı olmak, çıkacak karmaşayı “sürpriz”
olarak görmemek ve “Ne oldu? Ne oluyor?” şaşkınlığına düşmemek için, metanet
içerisinde, dirayetli, soğukkanlı, akl-ı selîmi elden bırakmayan ama aynı
derecede de mücadeleci bir duruş üzere olmak gerektiğini düşünüyorum...
Zor günlere hazırlıklı olmalıyız... Yıllardır, “Bu vatan
kolay kazanılmadı” deyip durmuyor muyuz? Onu muhafaza etmek de kolay olmayacak
elbette...
Devletimize güvenmeli, gereksiz kahramanlıklarla onun
işini büsbütün zorlaştırmamalı ama sağlam ve kararlı durmalıyız...
Bu mücadele asla kaybedilmemeli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder