30 Kasım 2014 Pazar

Mahir Zeynalov, “Cemaat”in “Küresel Sermaye” ittifakı içerisinde olduğunu fısıldamış…


“Today’s Zaman” gazetesinin Türkiye’den sınır dışı edilen Azerî yazarı Mahir Zeynalov, twitter sayfasında şöyle yazmış:

“Davutoğlu ‘Bahçeli Türkiye’yi IMF’ye borçlu kıldı, biz ülkeyi ayağa kaldırdık’ diyor. Halbuki Kemal Derviş’in mali politikasını değiştirmediler. AKP, Derviş’in kriz yönetimi ekonomi politikasına dokunmadı ve ülke bu sayede krizden çıktı. Ama her yerde onu yuhalattılar. Biraz vefa...”

Bu mesaj, üç bakımdan değerlendirilmeyi hak ediyor:

1-Bu konuda doğru söylüyor.
2-Ancak konunun çok önemli bir kısmına hiç temas etmiyor.
3-AK Parti’nin Kemal Derviş’e vefa göstermesini istiyor…

Kısaca inceleyelim:

Kemal Derviş, İngiltere’de Londra Ekonomi Okulu’ndan ekonomi alanında lisans ve lisansüstü derecelerini aldıktan sonra ABD’nin Princeton Üniversitesi’nde doktorasını yaptı.1973-77 yılları arasında ODTÜ ve Princeton Üniversitesi’nde ekonomi alanında ders verdikten sonra, 1977’de Dünya Bankası’na girdi. Bu kurumda 1996 yılında Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu başkan yardımcılığına yükseldi.

Kemal Derviş, Bülent Ecevit-Mesut Yılmaz-Devlet Bahçeli koalisyon hükümetinin işbaşında olduğu bir dönemde, “Küresel Sermaye” tarafından özel bir operasyonla çıkarılan 2001 krizinin hemen ardından Türkiye’ye gelerek, Meclis dışından Bakan olarak atandı ve “Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı” oldu. Derviş, For a Better Globalism (Daha iyi bir Küreselleşme için) kitabının iki yazarından birisiydi ne de olsa…

Tıkır tıkır işleyen bir operasyondu…

2002 Ağustos ayında Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ile görüş ayrılığına düşerek görevinden istifa ettikten sonra İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan ile birlikte Yeni Türkiye Partisi’nin kuruluş çalışmalarına katıldığı halde, bu partiye katılmayarak Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekili adayı olması ve 3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili seçilmesi de hayli ilginçti…

Daha sonra iktidara gelen AK Parti’nin, Kemal Derviş’in uygulamaya geçirdiği “Güçlü Ekonomi Programı”nı uzun süre uygulamaya devam ettiği doğru. Ancak o dönemde AK Parti, ağırlıklı olarak AB çizgisini benimseyen Abdullah Gül’ün nüfuzu altındaydı. Bir başka ifadeyle AK Parti, o dönemde “Küreselleşmeci bir AB partisi” durumundaydı… AK Parti, Erdoğan’ın partideki hâkimiyeti arttıktan sonra “AB partisi” olmaktan uzaklaştı ve önemli ölçüde “küreselleşme karşıtı” bir rotaya oturdu…

Bugün itibariyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan, küreselleşme ile mücadele eden Obama-Putin ittifakı içerisinde yer alıyor. Fethullah Gülen Cemaati ise, tam karşı cephede; (ABD’nin Obama muhaliflerini de içine alacak şekilde) “Küresel Sermaye-AB ittifakı” içerisinde yer alıyor. “AK Parti-Cemaat çatışması”nın temelinde de bu cepheleşme var.

Mahir Zeynalov, AK Parti’nin Kemal Derviş’e vefa göstermesini istemekle, “Cemaat”in “Küresel Sermaye” ittifakında yer aldığını -anlayanlara- açıkça beyan etmiş oluyor…

Son bir not: Kemal Derviş, bugünlerde de yoğun bir faaliyet içerisinde. Derviş’in Türk medyasındaki sözcüsü durumunda olan Taha Akyol’u takip ederseniz, bunu rahatlıkla görebilirsiniz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder