Türkiye-Rusya geriliminin uluslararası bir kurgu olması
ihtimalini göz ardı etmemek gerekir... Medyanın bu konudaki tavrını, Türkiye’den
çok ABD çizgisinde görüyorum...
27 Kasım 2015 Cuma
21 Kasım 2015 Cumartesi
Salon kültürü
Mutlaka farkındasınızdır; muhafazakâr camia, kültürel
varlığını neredeyse tamamen “salon toplantıları”na sıkıştırmaya başladı.
Salonda başlayıp salonda biten bir kültür... Hayatın gündelik akışı içerisinde
hissedilmeyen, fark edilmeyen; mimarîde, musikide, edebiyatta kendini
göstermeyen, her yerde hızla silinen, bulanıklaşan; ama “salon toplantıları”nda
alevlenen, program bitince sönüveren, sessizliğe bürünen bir kültür... Kültür,
salonlarda; peki medeniyet nerede? Bir medeniyeti inşa etmeyen, hatta
inşasından vazgeçtik, mirası ortada duran bir medeniyeti ihya etmeye bile
yeltenmeyen bir “kültür faaliyetleri” illüzyonu...
Demli şiirler
Dolmakalemle beyaz kâğıtlara, tükenmez kalemle teksir kâğıtlarına
şiirler yazardım... Sobayla ısındığımız günlerdi. Üzerindeki çaydanlığın
lülesinden odaya salınan buharlar, raks ederek dağılırken, çaydanlığın
tabanından yayılan hafif fokurtular ve sobaya düşen damlacıkların cızırtıları,
sessizliğe sükûn katardı... Demli şiirler yazardım... Güzel günlerdi...
Etiketler:
buhar,
çay,
dolmakalem,
soba,
sükun,
şiir,
teksir kağıtları,
tükenmez kalem
8 Kasım 2015 Pazar
Erdoğan ve kucaklaşmak
1 Kasım 2015 Milletvekili Genel Seçimi’nde AK Parti’nin açık bir farkla tek başına iktidarı yeniden elde etmesinin ardından, 1 Kasım’a kadar şiddetli bir “siyasî savaş” tavrı göstermiş olan kimi çevreler, zarûrî olarak belirgin bir tavır değişikliği gösterdiler. Bu çevreler, şimdi ‘Savaş baltalarımızı toprağa gömdük. Barışıp kucaklaşalım. Bize karşı sert ve baskıcı olmayı sürdürmenizin bir anlamı yok’ mealindeki sözlerle, hükümete, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunuyorlar...
Kimileri de, “Başbakan Davutoğlu, ‘kucaklaşalım’ mesajı
verdi; ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan henüz böyle bir mesaj duymadık” diyerek,
çağrılarının asıl muhatabının Erdoğan olduğunu vurguluyorlar. (Buna en son,
Nokta dergisine röportaj veren Prof. İlber Ortaylı da eklenmiş)
Sivil denetim ve biz
17-25 Aralık sürecinin başlangıcından itibaren 1 Kasım
seçimine kadar bu sayfada çeşitli vesilelerle zaman zaman, AK Parti'ye oy veren
seçmenler olarak elbette bizlerin de birtakım eleştirilerimiz olduğunu ancak
bunları o süreçte dile getirmenin stratejik bir hata olacağını belirterek, “Memleket
selâmete erdikten sonra elbette bizler de eleştirilerimizi dile getireceğiz”
diye yazmıştım.
1 Kasım'da AK Parti kesin bir seçim zaferi elde etti,
Türkiye de büyük bir badire atlatarak, bir uçurumun kenarından döndü. Artık
bundan sonra bizim kendi iç muhasebemiz başlamalı, kendi muhalefetimizi
kendimiz yapabilmeliyiz. Biz, zaman zaman çeşitli konulara dair
eleştirilerimizi dile getireceğiz. Bunu epey önceden ilân etmiş olduğum için,
eleştirilerim kimseyi şaşırtmamalı. “Sivil denetim”i gerçekleştiremezsek,
yozlaşmanın önüne geçemeyiz ve kaybederiz...
3 Kasım 2015 Salı
AK Partililer ve Ülkücüler, karşı karşıya gelmemeliler
“Devlet Bahçeli-MHP-Milliyetçilik” üzerinden tartışılmaya
başlanan konunun, esasında “yeni çözüm süreci” olduğunu bilmemiz gerekir diye düşünüyorum...
Şimdi soru şu: PKK’ya / Kandil’e karşı askerî operasyonlar kararlı bir şekilde
devam ettiğine göre, “yeni çözüm süreci” nasıl bir modelle tekrar karşımıza
gelecek?.. Bu konu, Başbakan Davutoğlu’nun “Yeni Anayasa” çağrısı içerisinde
yer alacak mı? Alacaksa nasıl yer alacak?..
Devlet Bahçeli’ye ve MHP’ye karşı siyasî bir operasyon
başlatıldığı görülüyor; ama ben, bu operasyonun merkezinin AK Parti olduğunu
hiç zannetmiyorum...
AK Partililer ve ülkücüler, karşı karşıya gelmemeliler...
PKK’ya lider belirleme savaşı...
CIA'in eski Türkiye uzmanı Prof. Dr. Henry Barkey, 7
Haziran seçimi sırasında Türkiye'deydi. 7 Haziran seçiminden sonra yaptığı
değerlendirmede şu ifadeleri kullanmıştı:
"Seçim sonuçları, AK Parti için değil, Cumhurbaşkanı
Erdoğan için bir yenilgi. (...) Bu seçimin belki de bir diğer kaybedeni,
Öcalan. Çünkü şimdi Kürtler arasında demokrat, akıllı, karizmatik bir lider
(Selahattin Demirtaş) ortaya çıktı. Öcalan, Kürtler arasında hâlâ en büyük
siyasî güçlerden biri olsa da, Demirtaş'ın "AK Parti ile koalisyon
yapmayacağız" duruşu, Öcalan'ın karşı çıktığı bir yaklaşım..."
(Kupür: Okka dergisi, Haziran 2015)
2 Soru
Logosunda hâlâ “Türkiye Türklerindir”
ibaresi yazılı olan bir gazete, neden aynı şeyi söyleyen MHP'nin Genel Başkanı
Devlet Bahçeli’ye karşı tavır aldı?..
Yazarlarının ve yayınlarının tamamı
milliyetçilik karşıtı olan bir gazete, neden o ibareyi logosunda tutmaya devam
ediyor?..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)