AK Parti tabanında iktidara ve yöneticilerine karşı giderek
daha yüksek sesle dile getirilmeye başlanan eleştiriler, tepkiler, yargı
alanında sergilenen adaletsizliklerin tabii bir sonucu mu; yoksa o
adaletsizlikler ve “eleştirilerin fiilen yasaklanması” yoluyla oluşturulan
baskı atmosferi, bu tepkilerin doğması için bilinçli olarak mı kurgulanmıştı?
Eğer bu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halk desteğinin
azaltılması için yapılmış bilinçli bir kurgu ise, kabahat kimdedir? Muhalif
cephenin giderek büyümesine sebep olan hataları, yanlışları art arda hayata
geçiren iktidarda mı, yoksa “Yeter artık!” demek durumunda kalan parti içi
muhalefette mi?..
Vaktiyle Refah Partisi bölünmüş, bu partinin ABD ile uyumlu
kanadı iktidara taşınırken, ABD karşıtı kanadı iktidarın dışına itilmişti.
Şimdi, benzer bir şekilde, bu kez de AK Parti bölünmek isteniyor olabilir mi?
Bu soruya cevap verebilmemizi kolaylaştıracak işaretler olsa da, henüz
yeterince belirgin bir göstergeye dönüşmüş durumda değil. Zira ABD ile
İngiltere de birbirleriyle sessiz bir mücadele içinde ve stratejiler henüz tam
olarak netleşmiş değil. Ancak, Türk siyasetinin bütünüyle yeniden
şekillendirilmekte olduğu da bariz bir şekilde görülüyor. CHP, dışarıya
aksettirmemeye çalışsa da, kendi içinde çok parçalı vaziyette. AK Parti’de en
az 2 farklı yapı var. Sosyal medyada “Reisçi” olarak gözüken birtakım isimler
de, farkında olmadan, partideki ayrışmayı hızlandırmaya ve iktidarı
yalnızlaştırmaya devam ediyorlar. MHP ise bölündü… Son “mezar provokasyonu”,
HDP konusunda yeni teşebbüsler olabileceğinin işareti… ister sağda olsun, ister
solda, partileri adına mücadele ettiklerini zanneden kitleler, bir hengâme ve
toz bulutu içerisinde, ne yaptıklarını bilmez haldeler… Türkiye adına kötü bir
durum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder