17 Kasım 2018 Cumartesi

Türkiye’de geçen 50 yılım…

Türkiye’de 1970’li yıllar, yoksulluk ve iç savaş yıllarıydı. Babalar üç kuruşa çalışıyor, oğulları birbirini vuruyordu. 1980’de darbe oldu. Ölümler durdu ama iliğimiz sömürüldü. Kimliğimizi kaybettik. 1990’lar faili meçhul cinayetlerle ve PKK terörüyle dolu derin yıllardı.

2001’de ekonomik kriz, 2002’de kurgulanmış, altın tepside sunulmuş bir iktidar... 2004-2007 arası Kuzey Irak, Barzani tartışmaları... AB rotasına giren Türkiye ve karşıtlarının çatışması... 2010, referandum meferandum, gizli tuzaklar... 2012 MİT krizi, 2013 Gezi Parkı olayları...

Aynı yıl 17-25 Aralık operasyonları... 2016, 15 Temmuz karanlık darbe teşebbüsü... Ardından OHAL, KHK’lar, toplumsal alt üst oluşlar... Adalet komada… 2018, 16 Nisan anayasa değişikliği referandumu... “Evet” dersen vatansever, “hayır” dersen vatan hainisin...

24 Haziran milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimleri... “Adam kazandı...” Ardından başkanlık sistemine geçiş... Milletvekilleri oyuncu, bakanlar sekreter, Meclis devre dışı... Kısa süre sonra ekonomik kriz... İflaslar, iflaslar, fabrika yangınları...

Benim 50 yılım böyle geçmiş... Arık sadece çocuklarımız için yaşayacağız…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder