6 Aralık 2014 Cumartesi

Uyanık yandaşlar...

Ne komik bir tiyatro! Hatta traji-komik!..

Özellikle Gezi Parkı olaylarından bu yana, Hükümet karşıtı medya, Hükümete destek veren basın kuruluşlarını "yandaş medya" diye nitelendiriyor. Bunu da, "yandaş medya" tabirine olumsuz anlamlar yükleyerek yapıyor.

"Yandaş medya" tabirini bir suçlama ifadesi olarak kullanan gazetelerden birisi "Taraf" gazetesi.

30 Kasım 2014 Pazar

Mahir Zeynalov, “Cemaat”in “Küresel Sermaye” ittifakı içerisinde olduğunu fısıldamış…


“Today’s Zaman” gazetesinin Türkiye’den sınır dışı edilen Azerî yazarı Mahir Zeynalov, twitter sayfasında şöyle yazmış:

“Davutoğlu ‘Bahçeli Türkiye’yi IMF’ye borçlu kıldı, biz ülkeyi ayağa kaldırdık’ diyor. Halbuki Kemal Derviş’in mali politikasını değiştirmediler. AKP, Derviş’in kriz yönetimi ekonomi politikasına dokunmadı ve ülke bu sayede krizden çıktı. Ama her yerde onu yuhalattılar. Biraz vefa...”

Bu mesaj, üç bakımdan değerlendirilmeyi hak ediyor:

1-Bu konuda doğru söylüyor.
2-Ancak konunun çok önemli bir kısmına hiç temas etmiyor.
3-AK Parti’nin Kemal Derviş’e vefa göstermesini istiyor…

Kısaca inceleyelim:

27 Ekim 2014 Pazartesi

Bu mücadele asla kaybedilmemeli

“Küresel Sermaye”nin, petrol fiyatlarını düşürerek Rusya ekonomisine açtığı savaşı ve bu ilân edilmemiş savaşın, “Küresel Sermaye”nin sözcüsü durumundaki gazetelerden mütebessim ifadelerle açıkça ima edildiğini öğrenince;

ABD Başkanı Barak Obama’nın, ülkesindeki “Küresel Sermaye” grupları tarafından nasıl baskı altına alınıp giderek çaresiz hâle getirildiğini ve Türkiye ile ittifakına ters düşen bir tutum içerisine girdiğini görünce;

Türkiye’deki bazı güç odaklarının, sessiz ve derinden birtakım sinsi faaliyetler içerisinde olduklarını fark edince;

Paşa gönlün bilir

“Müttefikimiz” ABD'de tehlikeli bir eksen kayması yaşanıyor. Obama bu cendereden kurtulamazsa Türkiye ona “Peki, paşa gönlün bilir” diyecek...

Basına sansür

Türk basını büyük oranda Avrupa’nın ve Amerika’nın kontrolündeyken, özgürlükçü liberal demokratlar ve ulusalcılar, bundan hiç şikâyetçi değillerdi. Türkiye, kendi medyasındaki yabancı hâkimiyetini kırmaya başlayınca, bunun adı “basına sansür” oluverdi, Erdoğan da bir anda “diktatör” ilân ediliverdi. Biz bu durumu, cennetmekân Sultan 2. Abdülhamid döneminde de yaşamıştık...

Cemaat oyunu

Cemaat, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun arasını açmak için sinsi bir faaliyet yürütüyor ama ters tepecek...

Kürt devleti

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni Türkiye’den koparamayanlar, şimdi Suriye sınırımızda başımıza belâ olacak bir devlet kurdurmaya çalışıyorlar...

7 Ağustos 2014 Perşembe

Fuat Avni

Twitter’da “Fuat Avni” mahlasıyla yayın yapan hesap, Türkiye’de daha çok “Paralel Yapı” olarak bilinen “Küresel Sermaye”nin, Türkiye’de uzun zamandan beri yürüttüğü istihbarat çalışmasının bir yansıması... “Fuat Avni”nin yazdıkları, Türkiye’deki “Paralel Yapı”nın varlığının en görünür ispatı aslında... Yıllardır sürdürülen telefon dinlemeleri ve diğer yasa dışı istihbarat çalışması, Fuat Avni’nin yazdıklarında ortaya çıkıyor.

Onu bir “kişi” olarak değil, uluslararası bir şebekenin, Fethullah Gülen Cemaatini kullanarak sağladığı gizli istihbarat faaliyetinin operasyonel kolu olarak görmek gerekir. Ortak bir istihbarat havuzunda toplanan bilgiler, o hesapta Türkiye aleyhine yazıya geçiriliyor, o kadar. Recep Tayyip Erdoğan’a karşı husumet besleyenler, o twitter hesabını bir “kişi” olarak algılayıp kahramanlaştırıyorlar ve uluslararası siyaset konusunda ne kadar cahil olduklarını da sergilemiş oluyorlar. Fuat Avni’yi okurken, İngiltere’yi, Almanya’yı, ABD’nin Küresel Sermaye kanadını okur gibi okumalı... Kaybedecekler...

Fuat Avni, bir “kişi” değil, bir istihbarat servisi

Twitter’da “Fuat Avni” mahlasıyla yayın yapan hesap, Türkiye’de daha çok “Paralel Yapı” olarak bilinen “Küresel Sermaye”nin, Türkiye’de uzun zamandan beri yürüttüğü istihbarat çalışmasının bir yansıması... “Fuat Avni”nin yazdıkları, Türkiye’deki “Paralel Yapı”nın varlığının en görünür ispatı aslında... Yıllardır sürdürülen telefon dinlemeleri ve diğer yasa dışı istihbarat çalışması, Fuat Avni’nin yazdıklarında ortaya çıkıyor. Onu bir “kişi” olarak değil, uluslararası bir şebekenin, Fethullah Gülen Cemaatini kullanarak sağladığı gizli istihbarat faaliyetinin operasyonel kolu olarak görmek gerekir. Ortak bir istihbarat havuzunda toplanan bilgiler, o hesapta Türkiye aleyhine yazıya geçiriliyor, o kadar. Recep Tayyip Erdoğan’a karşı husumet besleyenler, o twitter hesabını bir “kişi” olarak algılayıp kahramanlaştırıyorlar ve uluslararası siyaset konusunda ne kadar cahil olduklarını da sergilemiş oluyorlar. Fuat Avni’yi okurken, İngiltere’yi, Almanya’yı, ABD’nin Küresel Sermaye kanadını okur gibi okumalı... Kaybedecekler...

Ekmeleddin İhsanoğlu

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun siyasî gafları beni pek de ilgilendirmiyor. Her siyasetçinin bu tür gafları olur. Benim için önemli olan, onun hangi uluslar arası ittifakın satranç taşı olduğu. Açık bir şekilde görülüyor ki İhsanoğlu, dünyanın en büyük sömürü ve soygun şebekesi olan “Küresel Sermaye”nin / Avrupa ittifakının satranç taşıdır. O, aynı zamanda İslâm İşbirliği Teşkilatı’nın, yakın zamana kadar hangi uluslar arası şebekenin kontrolünde olduğunun da bir göstergesi... Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında seçimi kazanma ihtimali yok. Yenilgiye mahkûmlar...

18 Haziran 2014 Çarşamba

“Arkadaşım Şeytan”, 1988’de “Küresel Sermaye”yi tarif etmiş


“Arkadaşım Şeytan”, 1988’de “Küresel Sermaye”yi tarif etmiş

Şeytan, “Bunlar mı yönetiyor artık insanları?” diye sorunca, kadın şöyle cevap verir:

“Bunlar… Ve bunların ardındaki çok uluslu, binlerce ortaklı büyük sermaye grupları. Bankalar, holdingler, göze görünmeyen patronlar… CİA, robotlar, kompitürler… Kıyamet günü geldi Şeto… Görmek ister misin?”

18 Mayıs 2014 Pazar

Adalar Belediyesi Nikâh Salonu


Büyükada’yı çok sevdiğimiz için, sevgili eşim Zeynep’le Büyükada’da, Adalar Belediyesi Nikâh Salonu’nda evlenmiştik. Büyükada’ya gittiğimizde oğlum Ahmet, o salonu görmek istedi. Üçümüz beraber içeri girdiğimizde, Klasik Türk Müziği korosu, prova yapıyordu... Farklı bir heyecan yaşadık... Sessiz tebessümler, kısa süreli dalıp gitmeler…

22 Ocak 2014 Çarşamba

“Cemaat” operasyonları ve küresel sermaye ile savaş

Kamudaki yer değişiklikleri,”Cemaate operasyon” olmanın ötesinde, asıl oyun kurucu yabancı gücün devlete sızmasını engellemektir... Cemaat tabanının, cemaatin büyük bir küresel güç tarafından kontrol edildiğini kabullenemiyor olmasını da anlayışla karşılamak gerekir. Cemaat, o müzmin kibrinden kurtulmalıdır. Bilmelidir ki, arkasındaki o küresel destek kesildiği an, aslında çok güçsüz olduğu ortaya çıkar. Cemaat, bugüne kadar “kibir” hatırlatmasını sadece Başbakan’a yönelik olarak yaptı; oysa bu hatırlatmaya önce kendisinin ihtiyacı vardı... “28 Şubat’ta bile böyle zulüm görmedik” yakınması isabetsiz. Hedef, bu çalışkan ve fedakâr insanlar değil, onları kullanan küresel güç. Sorumluluk, Cemaat’in üst yönetimine aittir. Bu yapıyı bir siyasî teşkilata çevirmek onların fikri değilse bile, buna teşne olmayabilirlerdi. Ayrıca, Cemaat’in zannedildiği gibi homojen bir yapıdan oluştuğunu hiç zannetmiyorum. Çok farklı görüşler var; ama dışarıya yansıtılmıyor.

Bir örtünün altına saklanmış bir suçlu düşünün. Siz ona vurduğunuzda hâliyle örtüye de vurmuş olursunuz. “Cemaat”, işte o örtüdür. Kaçınılmaz bir durum. Hedef, kesinlikle ibadetlerini hassasiyetle ifa eden, malını mülkünü “Hizmet”e bağışlayan “adanmış ruhlar” değil. Taban da bunu anlamalı.

Tekrar kaydedelim: Asıl savaş, “ulus devlet” yapısıyla “küresel sermaye” yapısı arasındaki dünya savaşıdır. Bu savaş, sadece Türkiye’de değil, pek çok ülkede devam ediyor. Savaşan iki ordu düşünün. Askerler birbirlerini tanımazlar bile. Kişisel husumetleri yoktur. Hedef, o ordunun arkasındaki güçtür. Öyle değil mi?..