Amerika’da Rusya da, “Küresel Sermaye” dediğimiz ve paranın
gücüyle devlet yönetimlerini ele geçiren George Soros benzeri sermayedarlardan
rahatsızdılar.
Putin, istihbarat teşkilatının operasyonuyla devletin başına
geçti ve “Oligark” olarak tanımlanan yabancı sermayedarları Rusya’dan kovdu.
Amerika’da da Trump başa geçerek, Küresel Sermaye’ye savaş
açtı. Başka ülkelere yatırım yapan Amerikalı işadamlarını, sahip oldukları
Dolarlarla birlikte ülkesine dönmeye zorladı. Bir dizi ekonomik operasyon
yaptı.
Türkiye’de Erdoğan da, başlangıçta küreselleşmeci-AB’ci bir
parti olarak kurulan AK Parti’yi tamamen kontrol altına aldı; “Ulus Devlet”
karşıtlarını partiden uzaklaştırdı.
Ardından, küreselleşme karşıtı ulusalcı-Avrasyacı askerlerin
desteğiyle, esasen küreselleşmeci bir yapı olan Fethullah Gülen kadrolarını ve kuruluşlarını
etkisiz hale getirdi.
Aşağı yukarı aynı dönemde gerçekleştirilen bu operasyonlar
sonucunda Trump-Putin-Erdoğan üçlüsü, Küresel Sermaye’ye savaş açan liderler
olarak ortak bir zeminde işbirliği yaptılar.
Ancak bu işbirliğine tepki olarak Küresel Sermaye, Türkiye’ye
yaptığı yatırımlarını hızla azalttı; sermayedarlar Türkiye’den uzaklaştı.
Küresel Sermaye’ye savaş açan Putin ve Trump, aynı zamanda
Avrupa Birliği’ni de etkisiz hale getirmek istiyorlardı.
Suriyeli mültecilerin Türkiye’ye yönlendirilmelerinin
sebebi, “Sınır kapılarını açarız” tehdidiyle AB’yi etkisiz hale getirmekti.
Öyle de oldu. Ancak bu durum, Türkiye’nin AB’den uzaklaşmasını hızlandırdı,
ilişkilerin bozulmasına yol açtı.
Geldiğimiz aşamada ise Türkiye-ABD ilişkileri ciddi ölçüde
bozulmuş gözüküyor. ABD’nin, İran’a karşı Türkiye’yi kendi yanında yer almaya
zorladığı anlaşılıyor.
Tek sebep bu mu? Bilmiyoruz. Küresel Sermaye karşıtlığında
yan yana gelen Trump ile Erdoğan’ın arasının açılması için, Türkiye’nin yeniden
Küresel Sermaye’ye yaklaşmış olması gerekirdi.
Acaba Türkiye’de yeniden böyle bir eğilim mi görüldü? Halkın
bilgisi dışında böyle bir değişim yaşanıyorsa, bunda İngiltere’nin parmağı
olabilir miydi?
Türkiye’nin, bir yıl içinde 100 milyar Dolar olmak üzere
toplam 250 milyar Dolar kredi bulması gerekiyor. Türkiye, bu parayı nereden
bulacak?
Türkiye, Çin’den 3,6 milyar Dolar, Katar’dan da 15 milyar
Dolar kredi temin etti. Her iki ülke de Küresel Sermaye’nin üssü konumunda…
Acil kredi ihtiyacı, Türkiye’yi yeniden AB’ye yaklaşmaya
zorluyor. Bu yakınlaşma gerçekleşirse, dışarıda ABD ve Rusya, içeride de
Ulusalcı-Avrasyacı odakların tepkisi ne olabilir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder