5 Ekim 2018 Cuma

Bu toprakların estetik seviyesini de yerle yeksan ettiniz!

Topkapı Sarayı’nın / Osmanlı Sarayının “Nakkaşhane” birimi, bir “tasarım” merkeziydi. Orada, en iyi ustalar, en iyi sanatkârlar görev alırdı. Nakkaşhâne’nin görevi, sadece sarayda kullanılacak olan eşyaları ve kıyafetleri üretmekten ibaret bir iş olarak görülmemeli. Nakkaşhâne, en iyi ustalar, sanatkârlar ve onların eserleri üzerinden bütün topluma bir kalite standardı ve estetik seviye sunardı. Bu örnekler, Anadolu’daki sanatkârların da belli bir seviyenin altına düşmelerini engellerdi. Dahası, Nakkaşhâne, bütün Osmanlı coğrafyasındaki el sanatları ürünlerinin bir üslûp bütünlüğü içinde olmasını da sağlardı.

Bugün kimilerinin AK-Saray, kimilerinin Cumhurbaşkanlığı Sarayı, kimilerinin Beştepe Külliyesi dediği ve daha adı üzerinde bile bir mutabakatın sağlanmamış olduğu saray, kültür ve sanat alanında böyle bir misyon / dava üstlenebilmiş midir? Ne gezer! O seviyeden fersah fersah uzaktadır. Bırakınız Anadolu’ya bir kalite ve estetik seviye sunmayı, sunduğu ürünler, bu işlerden az çok anlayan sıradan ustalar ve sanatkârlar tarafından bile eleştirilmekte, tepkiyle karşılanmaktadır. Peki buna karşılık “saray” nasıl bir tavır takınmaktadır? Saray, Haliç köprüsü örneğinde şahit olduğumuz üzere, “Kimse bize estetik dersi vermeye kalkmasın!” tavrı içinde oldu… Sonra? Sonrası acı bir itiraf: “Kültür ve sanat alanında başarılı olamadık…” İyi de, öyle bir tavrın sonucunda başarı elde edilmesi mümkün müydü? “AK Partili olsun da çamurdan olsun” anlayışıyla hangi seviyeye varılabilirdi? Bugün başınızı kaldırın da bir bakın, Osmanlı sanatı konusunda en ehil olan insanlar, AK Partililer mi, yoksa adeta şeytanlaştırdığınız kitlelerin içinde mi?

“Yerli üretim” logosunun estetik seviyesi, her şeyi özetlemeye yetiyor ve başka söze gerek de bırakmıyor…

Bu toprakların estetik seviyesini de yerle yeksan ettiniz!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder