Bugün kimilerinin AK-Saray, kimilerinin Cumhurbaşkanlığı
Sarayı, kimilerinin Beştepe Külliyesi dediği ve daha adı üzerinde bile bir
mutabakatın sağlanmamış olduğu saray, kültür ve sanat alanında böyle bir misyon
/ dava üstlenebilmiş midir? Ne gezer! O seviyeden fersah fersah uzaktadır.
Bırakınız Anadolu’ya bir kalite ve estetik seviye sunmayı, sunduğu ürünler, bu
işlerden az çok anlayan sıradan ustalar ve sanatkârlar tarafından bile
eleştirilmekte, tepkiyle karşılanmaktadır. Peki buna karşılık “saray” nasıl bir
tavır takınmaktadır? Saray, Haliç köprüsü örneğinde şahit olduğumuz üzere,
“Kimse bize estetik dersi vermeye kalkmasın!” tavrı içinde oldu… Sonra? Sonrası
acı bir itiraf: “Kültür ve sanat alanında başarılı olamadık…” İyi de, öyle bir
tavrın sonucunda başarı elde edilmesi mümkün müydü? “AK Partili olsun da
çamurdan olsun” anlayışıyla hangi seviyeye varılabilirdi? Bugün başınızı
kaldırın da bir bakın, Osmanlı sanatı konusunda en ehil olan insanlar, AK
Partililer mi, yoksa adeta şeytanlaştırdığınız kitlelerin içinde mi?
“Yerli üretim” logosunun estetik seviyesi, her şeyi
özetlemeye yetiyor ve başka söze gerek de bırakmıyor…
Bu toprakların estetik seviyesini de yerle yeksan
ettiniz!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder