Eğer erkene alınmazsa, 31 Mart 2019 Pazar günü Mahallî İdareler Genel Seçimi yapılacak.
Acaba, partilerin kaç tanesi, belediye başkanlıkları için hangi
oranda şehir planlamacısı, mimar, şehir tarihçisi ya da kültür araştırmacısını
aday gösterecek? Yoksa onlar yine azınlıkta kalıp, hukukçular, işadamları, müteahhitler,
yahut malî müşavirler mi boy gösterecekler?
Başkanlık seçimlerini kazananlardan kaç tanesi, “şehirlerin
ruhu / şehirlerin kimliği” üzerine kafa yormuş insanlar olacak? Kaç tanesi, “Kroyum
emme para bende” diyen azman müteahhitlerin taleplerine karşı direnebilecek? Kaç
tanesi, şehrin insanını toprakla, tabiatla buluşturmak meselesini kendine dert
edinmiş olacak? Kaç tanesinin kültüre, sanata samimî bir ilgisi, o konularda
bilgisi ve yüksek bir estetik seviyesi olacak?
Her belediye seçimi, can çekişen şehirlerimiz için yeni bir
kurtuluş umudu aslında… Her seçimde şehirlerimizi kendi elleriyle şehir
katillerine teslim edenler de bizleriz…
Gördüğü her boş araziye apartman diktiren, popülist
heveslerle ve konjonktürel sebeplerle caddelerinin, sokaklarının isimlerini değiştirip,
şehrin sosyal hafızasını ve o şehrin insanlarının hatıralarını silen şehir
katillerine…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder