30 Haziran 2018 Cumartesi

CHP seçmeni ne kadar akıllı?

Türkiye’de “sol” çevrelerin, özellikle AK Parti seçmenlerini sık sık “koyun” olmakla suçladıkları malûm. Sol çevrelerin, bu ithamla; AK Parti seçmenlerinin olayları sorgulamadan parti söylemlerine kayıtsız şartsız inanmalarını, parti talimatlarına kayıtsız şartsız riayet etmelerini, zarar gördükleri bazı hükümet icraatlarını bile sırf parti taassubu sebebiyle desteklemelerini yahut tepki göstermeyip sessiz kalışlarını kastettikleri de bilinir. Doğrusu, pek de haksız sayılmazlar; ancak acaba benzer konularda kendi seçmenleri ne durumdadır?

2014 yılında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Melih Gökçek, bir televizyon programında, 30 Mart yerel seçimlerinde bazı grupların seçim hilesi yapacaklarını iddia etmişti. Gökçek, ‘Çin’den getirilen mürekkebi uçan kalemlerle seçim sonuçlarının değiştirileceği’ duyumlarını aldığını söylemişti.

CHP Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ise, Gökçek’in bu sözleri hakkında, “Kendi öyle bir şey yapacak herhalde. Ben fazla bir şey söylemek yerine bu duruma ‘paranoya’ diyorum. Kendisi iktidar partisinin belediye başkanı. Bunu televizyonda açıklamak yerine Yüksek Seçim Kurulu’na şikayet etmeli. Ya da savcılığa başvurursunuz. O ne söylüyorsa takipçisiyiz” demişti.

Bu “uçucu mürekkep” iddiası, 4 yıl sonra, 24 Haziran seçimlerinde bu kez sol seçmenler tarafından dile getirildi. Üstelik, bunu dile getirenlerden ikisi, gazeteciydi. Yani toplumun “aydın / entelektüel” kesimine mensup isimler…

Bunlardan Ruhat Mengi, seçim günü twitter sayfasında şöyle yazdı:

“Arkadaşlar, sabah bir arkadaşın kayınpederi oy kullandıktan sonra 1 -2 dakika toparlanmak için kabinde oyalanmış; sonra bakmış ki bastığı mühür uçup gitmiş. Uçucu mühür göndermişler, CHP’nin kesin kazanacağı yerlere. Kıyamet kopmuş. Tutanaklar falan tutulmuş. Lütfen herkese duyurun.”

Kadri Gürsel de, CHP PM Üyesi Mehmet Ali Çelebi’yi, Adil Seçim Platformu’nu, Oy ve Ötesi platformunu ve Partiler Üstü Sandık Gönüllü Platformu’nu twitter sayfasında mention’layarak (menşınlayarak) şu soruyu sordu:

“CHP’nin güçlü oldukları sandıklara uçucu mürekkepli mühür gönderildiği iddiaları hakkında bir açıklamanız var mı?”

2014’te Melih Gökçek ileri sürdüğünde “paranoya” olarak değerlendirilen bir “uçucu mürekkep” iddiası, 4 yıl sonra bu kez sol gazeteciler tarafından AK Parti’ye yönelik olarak ileri sürülüyordu…

Sosyal medyada ortaya atıldıktan sonra hızla yayılan ve pek çok CHP seçmeninin inandığı bir iddia da şuydu:

“Muharrem İnce, Yüksek Seçim Kurulu’nda (YSK) rehin tutulmaktadır. ‘Dediğimizi yapmazsan yarın kan gövdeyi götürür’ denmiştir. Koruma polisi bunu merkeze iletmiştir. İnce’nin eşi de ortada yok. WhatsApp’dan zorla İsmail Küçükkaya’ya’a ‘Adam kazandı’ mesajı attırılmış. Üstüne 7 YSK üyesine zorla dediklerini yaptırıyorlar. Meral Akşener ise tamamıyla kayıp ve hakkında kesin bir bilgi yok. FOX TV basıldı, A Haber gibi yapıldı. Yayınlar kesildi. İşte bu bir darbedir. İzmir, İstanbul’da mobese kameraları kapatılmıştır. Haberler susturulmuştur.”

Görüldüğü üzere, siyasî alanda “cehalet, koyunluk, kroluk, aptallık, salaklık, saflık” gibi sıfatlarla nitelenen birtakım “sorgulamadan, muhakeme etmeden inanma” eğilimleri, sadece sağ seçmenlere ya da sadece AK Parti seçmenlerine mahsus bir eğilim değil.

Diğer taraftan, bazı CHP yöneticilerinin, seçim günü oy verme işlemlerinin devam ettiği saatlerde dile getirdikleri “Anadolu Ajansı’nın verileri, bizdeki verilerle örtüşmüyor” iddiası da ayrı bir hikâye… Zira CHP Parti Meclisi Üyesi Erdal Aksünger, seçimden sonra yaptığı açıklamada, o gün CHP’nin kendi sisteminin çalışmadığını, CHP’nin elindeki verilerin de YSK ve Anadolu Ajansı verilerinden ibaret olduğunu kaydetmişti…

Hâsılı; eğer siyaseti “koyunlar”dan arındırmak istiyorsak, bunu “sağlı sollu” yapmamız gerekiyor. Sağ kendi koyunlarını, sol da kendi koyunlarını ıslah etmeye çalışmalı...

Bir televizyon kanalına teklif olarak sunduğum programın ismi şöyleydi: “Sağlı sollu ilerleyelim…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder