24 Mart 2018 Cumartesi

Erdoğan’ın üslûbu ve “yeni siyaset”

Şakir Yücel Karaman Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a bilgi verirken
AK Parti Güngören İlçe Kongresi’ne katılan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının video kaydını izliyorum. Erdoğan, tribünlerdeki gençlerin durmaksızın toplu olarak atmakta oldukları sloganlar eşliğinde konuşmasını sürdürüyor. O konuşuyor, gençler susmuyorlar. Yani, aslında Erdoğan’ı dinlemiyorlar.

Genel Başkan Erdoğan, gençlerin salonda aktiflikleriyle öne çıktıklarını görünce, onları ödüllendirmeyi düşünmüş olacak ki, birden bire, “Tabi, Güngören’imize böyle bir kapalı spor salonu yakışmıyor. Herhalde bunu belediye başkanının yapması lâzımdı” deyiveriyor… Protokolde soğuk bir endişe beliriyor haliyle… Bu arada, tribünlerdeki gençler, “…Allah bizden yanadır” sloganını haykırmakla meşguller. Ne Erdoğan’ın kendilerine yönelik olarak kapalı spor salonu önerisinde bulunduğunun farkındalar, ne de belediye başkanına laf çaktığından… Belediye Başkanlarının şak diye görevden alındıkları bir ortamda, Güngören Belediye Başkanı Şakir Yücel Karaman, tehlikeyi anında fark ediyor ve o gürültü içerisinde bir düzeltme yapıyor. Gençler hâlâ slogan atmakla meşguller… Ne olduğu umurlarında değil… Erdoğan, “Bir Dakka! Gençler, bir Dakka! Bi Dakka bi Dakka bi Dakka! Bi Dakka gençler!” diyerek, kendilerinden geçmiş olan gençleri susturuyor ve kürsüden, protokol sandalyelerinin arasında ayağa kalkıp sesini duyurmaya çalışan başkandan bilgi alıyor. Başkanın sesi yayına yansımıyor. Kürsüde mikrofonun önündeki Erdoğan’ı duyuyoruz:

“Şu anda ihalesi mi yapıldı, inşaat mı bitiyor?.. Eylül ayında açılışı yapılacak… Kaç bin kişilik? Kaç?.. 3 bin 500 kişilik kapalı spor salonu, Eylül ayında açılacak.Hayırlı olsun.”

“Hayırlı olsun” diyor; ama hemen ardından yine başkana dokundurmaktan da geri durmuyor: “Keşke bitseydi de kongreyi orada yapsaydık… Neyse…”

Müjdeyi Reis’ten alan gençlerin tribününde alkış tufanı kopuyor… Az önce “Tabi, Güngören’imize böyle bir kapalı spor salonu yakışmıyor. Herhalde bunu belediye başkanının yapması lâzımdı” diyen Erdoğan, 1 dakika sonra kapalı spor salonu müjdesi veren bir genel başkana dönüşüveriyor…

Çok ama çok garip ve vahim bir durum değil mi? Bir partinin genel başkanının, eğer konuşmasında kapalı spor salonunu gündeme getirecekse, bu konuda önceden bilgi almış olması gerekmez mi? Belediye başkanı nasıl bir şahsiyettir, başarılı mıdır, değil midir, bilmiyorum. Aralarında bir problem var mıdır, onu da bilmiyorum; ama bir partinin genel başkanı, kongre televizyon kanallarında canlı olarak yayınlanırken, o kadar insanın önünde kendi belediye başkanını zora sokacak, mahcup edecek çıkışları neden yapar? Bunun yapılması gerekiyorsa, bunu neden özel görüşmesinde değil de canlı yayında yapar? Bu tavrın, hem belediye başkanı, hem belediye personeli, hem de partililer üzerinde nasıl bir etki yapabileceğini hesaba katmaz mı? Bunun yanı sıra, belediye başkanları da seçimle göreve gelmiş kamu görevlileri. Kendilerince bir itibarları, sosyal ve siyasî çevreleri, aileleri var...

Bu garip, tuhaf siyaset üslûbu, Erdoğan’a mahsus bir siyaset üslûbu oldu artık. Bir kişi var ve onun her an herkese, herkesin içinde beklenmedik çıkışlar, dokunuşlar, dokundurmalar yapma; hatta azarlama, tazir etme hakkı var. Buna maruz kalanlar ise, telâş ve endişe içinde, kendisini kurtarma gayretine düşüyorlar… “Yeni siyaset”, uzun zamandan beri böyle… Bu durum, Türkiye’ye yakışıyor mu? Türkiye, bu siyaset üslûbunu daha ne kadar taşıyabilir?..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder