![]() |
Şakir Yücel Karaman Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a bilgi verirken |
AK Parti Güngören İlçe Kongresi’ne katılan AK Parti Genel
Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının video kaydını
izliyorum. Erdoğan, tribünlerdeki gençlerin durmaksızın toplu olarak atmakta
oldukları sloganlar eşliğinde konuşmasını sürdürüyor. O konuşuyor, gençler
susmuyorlar. Yani, aslında Erdoğan’ı dinlemiyorlar.
Genel Başkan Erdoğan, gençlerin salonda aktiflikleriyle öne
çıktıklarını görünce, onları ödüllendirmeyi düşünmüş olacak ki, birden bire, “Tabi,
Güngören’imize böyle bir kapalı spor salonu yakışmıyor. Herhalde bunu belediye
başkanının yapması lâzımdı” deyiveriyor… Protokolde soğuk bir endişe beliriyor
haliyle… Bu arada, tribünlerdeki gençler, “…Allah bizden yanadır” sloganını
haykırmakla meşguller. Ne Erdoğan’ın kendilerine yönelik olarak kapalı spor
salonu önerisinde bulunduğunun farkındalar, ne de belediye başkanına laf
çaktığından… Belediye Başkanlarının şak diye görevden alındıkları bir ortamda,
Güngören Belediye Başkanı Şakir Yücel Karaman, tehlikeyi anında fark ediyor ve
o gürültü içerisinde bir düzeltme yapıyor. Gençler hâlâ slogan atmakla
meşguller… Ne olduğu umurlarında değil… Erdoğan, “Bir Dakka! Gençler, bir Dakka!
Bi Dakka bi Dakka bi Dakka! Bi Dakka gençler!” diyerek, kendilerinden geçmiş
olan gençleri susturuyor ve kürsüden, protokol sandalyelerinin arasında ayağa
kalkıp sesini duyurmaya çalışan başkandan bilgi alıyor. Başkanın sesi yayına
yansımıyor. Kürsüde mikrofonun önündeki Erdoğan’ı duyuyoruz:
“Şu anda ihalesi mi yapıldı, inşaat mı bitiyor?.. Eylül
ayında açılışı yapılacak… Kaç bin kişilik? Kaç?.. 3 bin 500 kişilik kapalı spor
salonu, Eylül ayında açılacak.Hayırlı olsun.”
“Hayırlı olsun” diyor; ama hemen ardından yine başkana
dokundurmaktan da geri durmuyor: “Keşke bitseydi de kongreyi orada yapsaydık…
Neyse…”
Müjdeyi Reis’ten alan gençlerin tribününde alkış tufanı
kopuyor… Az önce “Tabi, Güngören’imize böyle bir kapalı spor salonu yakışmıyor.
Herhalde bunu belediye başkanının yapması lâzımdı” diyen Erdoğan, 1 dakika
sonra kapalı spor salonu müjdesi veren bir genel başkana dönüşüveriyor…
Çok ama çok garip ve vahim bir durum değil mi? Bir partinin
genel başkanının, eğer konuşmasında kapalı spor salonunu gündeme getirecekse,
bu konuda önceden bilgi almış olması gerekmez mi? Belediye başkanı nasıl bir şahsiyettir,
başarılı mıdır, değil midir, bilmiyorum. Aralarında bir problem var mıdır, onu
da bilmiyorum; ama bir partinin genel başkanı, kongre televizyon kanallarında
canlı olarak yayınlanırken, o kadar insanın önünde kendi belediye başkanını
zora sokacak, mahcup edecek çıkışları neden yapar? Bunun yapılması gerekiyorsa,
bunu neden özel görüşmesinde değil de canlı yayında yapar? Bu tavrın, hem
belediye başkanı, hem belediye personeli, hem de partililer üzerinde nasıl bir
etki yapabileceğini hesaba katmaz mı? Bunun yanı sıra, belediye başkanları da seçimle göreve gelmiş kamu görevlileri. Kendilerince bir itibarları, sosyal ve siyasî çevreleri, aileleri var...
Bu garip, tuhaf siyaset üslûbu, Erdoğan’a mahsus bir siyaset
üslûbu oldu artık. Bir kişi var ve onun her an herkese, herkesin içinde
beklenmedik çıkışlar, dokunuşlar, dokundurmalar yapma; hatta azarlama, tazir
etme hakkı var. Buna maruz kalanlar ise, telâş ve endişe içinde, kendisini
kurtarma gayretine düşüyorlar… “Yeni siyaset”, uzun zamandan beri böyle… Bu
durum, Türkiye’ye yakışıyor mu? Türkiye, bu siyaset üslûbunu daha ne kadar
taşıyabilir?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder