Sayın Erdoğan’ın akıl almaz hatalarını izlemeye devam ediyoruz… Son olayın nasıl geliştiğini özetleyeyim:
AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Süper Lig’de Galatasaray-Başakşehir arasında oynanan futbol müsabakası
öncesi, AK Parti Başakşehir İlçe Kongresinde, tribünlerdeki gençlere şöyle seslendi:
“Başakşehir stadyumunu doldurmaya hazır mıyız? Hah! Bak,
aniden bir sürpriz yaparım, Başakşehir’in bir maçına gelirim, ondan sonra orada
tribünleri boş görürsem, olmaz. Bir de bu akşam meselâ güzel bir ses gelirse,
tadına doyum olmaz, değil mi? Gelir mi gelir; hiç belli olmaz.”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, karşılaşma öncesi
yayınladığı tweet’inde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine şöyle tepki
gösterdi:
“Çok sayıda mesajdan, Sayın Erdoğan’ın AKP'li gençlere GS
karşısında açıkça Başakşehir yanında yer almalarını isteyen çağrısının
sporseverleri çok üzdüğünü gördüm. Bırakın gençler istediği takımı tutsun. Bırakın
futbol sahada oynansın ve futbol kulüplerinin renkleri kirlenmesin.”
Maç bu akşam Türk Telekom Stadı’nda oynandı ve Erdoğan’ın “güzel
bir ses gelirse tadına doyum olmaz” sözüne karşılık, tribünleri dolduran 50 bin
kişi, hep birlikte “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan attılar… Karşılaşma,
2-0 Galatasaray’ın galibiyetiyle sonuçlandı.
Meral Akşener de yeni bir tweet ile skoru şöyle yazdı:
“Galatasaray 2-Recep Tayyip Erdoğan 0”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, futbol maçına siyasî bir rekabet
karıştıran sözleri sebebiyle bu sonuç, Erdoğan açısından sadece futbol
sahasında değil, siyasî arenada da bir yenilgiye dönüşmüş oldu. Gençliğinden
beri siyasetin içinde, 15 yıldır da iktidarda olan tecrübe sahibi bir siyasî
lider, neden böyle tehlikeli hamleler yapar, anlayabilmek mümkün değil. Futbol
stadyumları gibi gerilim yüklü alanlara siyasî rekabetin ateşini atmak, futbolu
siyasallaştırmak, içinde bulunduğumuz gergin dönemde, tecrübeli bir liderin
asla yapmaması gereken işler.
Sayın Erdoğan, Başakşehir kongresinde o sözleri söylemiş
olmasa, belki de bu gün o stadyumda 50 bin kişi, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”
diye bağırmayacaktı. Ya da tersinden ve iyimser bir niyetle düşünelim: Diyelim ki o sloganın atılması, futbol kulübü dışında kalan birtakım çevreler tarafından, önceden organize edilmişti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da bundan MİT kanalıyla önceden
haberdar oldu. Öyle olsa bile, buna karşı böyle bir çıkış yapmak, doğru mudur? Doğru
olmadığı da ortaya çıktı zaten… Sonuç ortada...
Kamplaşmanın, kutuplaşmanın futbol stadyumlarına
sıçramasının muhtemel sonuçlarının neler olabileceği, hiç hesaba katılmaz mı?
Hep söylerim; iktidarı muhalefet değil, bizzat kendisinin hataları eritiyor…
Stadyumdaki bu “kitlesel tepki”nin, başka tepki ve protestolar için de
tetikleyici bir psikolojik etki oluşturması ihtimali de var…
Konuyu başlangıç aşamasından itibaren takip edememiş olanlar
için, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AK Parti Genel Başkanı” sıfatıyla, Başakşehir
İlçe Kongresi’nde söylediği sözleri aşağıya kaydettim. Okuyunuz.
“AK Parti gençliği, bu
alanlarda, meydanlarda, her yerde kendini gösterecek”
“AK Parti’nin kuruluşundan itibaren bizi yalnız bırakmayan
Başakşehir, 16 Nisan’da da kendisine yakışanı yapmıştır. 16 Nisan’da
Başakşehir, bir kez daha iradesine, geleceğine sahip çıkmıştır. Tabi bizim
sizlerden beklentimiz, çok daha büyük. Biz, Başakşehir’in, tıpkı futbolda olduğu
gibi siyaset liginde de şampiyonluğa oynamasını bekliyoruz; fakat kusura
bakmayın, Başakşehir stadının tribünlerini doldurmadığınız sürece, soru
işaretim devam eder. O tribünleri, Başakşehir’in tribünlerinin doldurması
lâzım. Buna var mıyız? Gençler, buna var mıyız? Şampiyonluğa oynuyorsunuz yahu!
Tribünlerin dolması lâzım! Bunu halletmeniz lâzım. Bu alanlarda olmadığımız
sürece, siyasette de zayıfsınız. Bunları halletmek lâzım. Onun için, kalkıp
‘sadece belli şeyleri seyredelim’ derseniz, olmaz. Çıkacaksınız, bu alanlarda,
meydanlarda, her yerde AK Parti’nin gençliği, kendini gösterecek. Futbolunda
da, basketinde de, yüzmesinde de, her yerde gösterecek. Buralarda bulunacağız.
Eğer bizim gençliğimiz, sporun bu dallarında bulunmaz, sadece kendine has ‘bazı
alanlarda bulunayım, yeter’ diyorsa, o zaman bu ülkede millet kavramının
içerisindeki o işlerde yokuz demektir. (…)
“Bu akşam güzel bir
ses gelirse, tadına doyum olmaz”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder