Bir gün, size böyle bazen sessiz ve derin bir öfkeyle, bazen de acıyarak bakacağım, sözlerinizi buruk tebessümler içinde dinleyeceğim hiç aklıma gelmezdi… Ne kaldı geriye? Bir-iki köprünün, birkaç bin kilometre yolun, birkaç metro ağının dışında, birbirine düşürülmüş, alt üst edilmiş bir toplum; tarumar edilmiş, geleneklerinden koparılmış, kurumları ayağa düşürülmüş, tarımı ve toprakları mahvedilmiş (ki bu sizin ifadeniz), iflasın eşiğine sürüklenmiş bir devlet yapısı; ruhunu, kimliğini kaybetmiş beton yığını şehirler; büsbütün ucube haline getirilmiş bir eğitim sistemi; alt üst edilmiş, dokusu, kokusu, renkleri bozulmuş bir kültür; korku, karamsarlık, kasvet ve belirsizlik içinde bırakılmış, borçlandırılarak hayatları ömür boyunca ipotek altına alınmış mutsuz insanlar… Hazin bir enkaz... Biz, bu 15 yılı kaç yılda telâfi edebiliriz? Kaç yılda tamir edilir bu tahribat?..
Şu akıl, izan ve ahlâk yoksunu, şu seviye katili, şu haysiyet cellâdı AK Troller, bir süre sonra kendi kendilerini imha edip kaybolurlar zaten…
Gidin artık Sayın Cumhurbaşkanım; lütfen gidin artık… Dombra’yı bize bırakın, isterseniz AK Parti’yi de heybenize koyun ve gidin… Gidin ki, büsbütün acıya dönüşmesin her şey. Hatırlayabileceğimiz birkaç iyi hatıranız kalsın hafızalarımızda…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder