12 Nisan 2018 Perşembe

Külünk’ün ‘diploma’ çıkışı, 28 Şubat davası için bir gözdağı mı?

Bu durumda, ‘acaba’ diyorum, ‘Avrasyacı / ulusalcı cephe, “28 Şubat Davası’ndan askerlere mahkûmiyet kararı çıkarsa, buna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasının sahte olduğuna dair iddialar yargıya taşınabilir ve Erdoğan görevden alınabilir” şeklinde üstü kapalı bir tehditte bulunuyor, bir gözdağı mı veriyor?..’
***
AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, hararetli tartışmaların ardından uzun zaman önce gündemden düşmüş olan “Erdoğan’ın diploması” konusunu, kamuoyu tarafından bilinen güncel bir sebep olmadığı halde, yeniden gündeme getirdi.

Külünk, “durup dururken”, twitter sayfasında 2 ayrı tweet’inde şunları yazdı:

“Siyaset, diploma ile yapılmaz. Diploma ancak yüreğe dokunan mücadele adamı için bir parçadır. ‘Diploma yoksa temsil makamında olamazsın’ diyen varsa, Peygamberler tarihi okusun. Büyük mücadeleleri, hiç adı duyulmayan, diploması yok ama yüreği, samimiyeti olan diplomasız yiğitler taşır.

2001 yılında mücadelede sağına soluna bakmadan, her türlü baskıyı reddederek yola çıkan ve hesapsız insanları, diplomaları değil yürekleri kapı kapı dolaştırıyor ve koşturuyordu. Yola çıkılanlar, ne olursa olsun feda edilmeyecek kadar değerlidir.”

Bu mesajlarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adı geçmiyor; ancak Külünk, twitter mesajına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir mitingde çekilmiş fotoğrafını da eklediği için, kimi kastettiği inkâr edilemez bir hâlde. Üstelik yazdıkları düpedüz “Erdoğan’ın diploması yok; sahte” iması taşıyor… Tek kelimeyle “olağanüstü” bir durum… Ayrıca Külünk, bu çıkışının hesabını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nasıl verecek; ya da Erdoğan, mesajın aslında nereden geldiğini anlayıp, hiç hesap sormaya kalkışmayacak mı, o da ayrı bir konu…

Peki ama Külünk, bu beklenmedik çıkışı neden yaptı? Kendisi, kamuoyuna verdiği görüntüde adeta “Erdoğan için canını bile verebilecek bir fedai” profili çiziyordu. Bir fedai, Erdoğan için hayatî bir önem taşıyan bu konuyu, “durup dururken” neden gündeme getirmiş olabilir?..

Doğrusunu söylemek gerekirse, benim anlaşılabilir kabilinden bulabildiğim en makul sebep, 28 Şubat Davası…

103 sanıklı 28 Şubat davasında savcı, İsmail Hakkı Karadayı ve Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 60 kişinin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istemişti. Dava, 13 Nisan’da (yani yarın) Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Bu konuda bir süreden beri AK Parti Hükümeti ile Avrasyacı / Ulusalcı cephe arasında karşılıklı restleşmeler devam ediyordu… (Bu restleşmeleri daha önce yazdığım için tekrarlamayacağım. Okumak isteyenler buraya tıklayarak yazıya ulaşabilirler)

Bu durumda, ‘acaba’ diyorum, ‘Avrasyacı / ulusalcı cephe, “28 Şubat Davası’ndan askerlere mahkûmiyet kararı çıkarsa, buna karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasının sahte olduğuna dair iddialar yargıya taşınabilir ve Erdoğan görevden alınabilir” şeklinde üstü kapalı bir tehditte bulunuyor, bir gözdağı mı veriyor?..’

Benim aklıma başka bir sebep gelmiyor. Bu arada, Ergenekon davasının karar duruşmasının daha önce yayınlanmamış görüntüleri yayınlanıyor. Sizce neden?..

Bakalım 13 Nisan’da Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nden nasıl bir karar çıkacak. Bir karar mı çıkar, mahkeme, yeni bir duruşma için ileri bir tarihe mi ertelenir, yoksa ‘yetkisizlik’ kararı ile top Yüce Divan’a, yani Anayasa Mahkemesi’ne mi atılır? Bekleyip göreceğiz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder