Bu gelişme üzerine siyasî hareketlilik, birden bire çoğaldı. Özellikle son 2 yıldır taktik ve stratejik bütün hamleler AK Parti ve özellikle MHP’den gelirken, ilk kez CHP-İYİ Parti ortak aklından etkili bir karşı hamle gelmiş, ‘Cumhur İttifakı’ sarsılmıştı…MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin beklenenden çok daha erken davranarak baskın seçim çağrısı yapmasının gerçek sebebi, kimilerince iddia edildiği gibi istihbaratı alınan bir darbe teşebbüsünü önlemek için miydi yoksa muhalefeti hazırlıksız yakalamak için kurulmuş siyasî bir tuzak mıydı?
Cumhur ittifakı’nda
ABD ayrışması mı?
Rivayetler muhtelif. Erken seçim çağrısından bir gece önce
Bahçeli ile görüşmüş olan Turktime.com yazarı Celâl Kazdağlı’ya göre Bahçeli,
iktidarın Suriye’ye saldıran ABD’ye verdiği destekten duyduğu rahatsızlıktan
dolayı erken seçim çağrısı yaptı. Bu iddiadan çıkan sonuca göre Bahçeli,
iktidarı kurtarmak için değil batırmak için erken seçim ilân etmiş demektir.
Yine bu iddiadan çıkan sonuca göre, Bahçeli ile Erdoğan’ın farklı uluslararası ittifaklarda
yer aldıkları da ortaya çıkıyor. Yani aslında çatışma zemininde inşa edilmiş
çürük bir ittifak…
Darbe hazırlığı mı
vardı?
Emekli Binbaşı, Yazar Erol Mütercimler’e göre ise “Devlet Bahçeli, NATO
koridorlarındaki birtakım hareketlenmelerin bilgisini aldığı için” erken seçim
ilân etti. Yani, muhtemel bir ABD darbesini önledi…
Devlet Bahçeli, erken seçim çağrısı yapmadan önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşüp mutabakata varmış mıydı, yoksa bu çağrı
Erdoğan’a bir emrivaki mi olmuştu?
Buluştuk, konuştuk…
Gerçi biz karar vermedik ama biz karar vermiş gibi olduk…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim gerekçelerini de
açıklamaya çalıştığı “Rasathane-i Âmire’den Boğaziçi Üniversitesi Kandilli
Rasathânesi’ne” başlıklı programda yaptığı konuşmada muğlâk ve çelişkili
ifadeler kullandı. Ne ‘haberim vardı’ diyebildi, ne de ‘yoktu’ diyebildi… Meselâ;
“Siyasî hayatımız boyunca hep, seçim sürelerinin sonuna
kadar kullanılmasından yana olmuştuk. Ancak iç ve dış siyasî, askerî, ekonomik
gelişmelerin seyri, bize bu süreyi mevcut sistemle devam ettirmemizin, oldukça
ciddi maliyetleri olacağını gösterdi. Ve şimdi biz, milletimize verdiğimiz
taahhüde bağlı kalarak, erken seçim lafını asla telâffuz etmiyorduk ve şimdi
artık bu adımı atalım dedik ve bildiğiniz gibi Milliyetçi Hareket Partisi’nin
de bu konudaki olumlu yaklaşımı sebebiyle Sayın Bahçeli’nin salı günü
yaptıkları açıklama neticesinde, kendileriyle daha önce bir, bir araya gelme
davetim olmuştu ve bu davetimize icabetle oturduk, bu meseleleri kendisiyle
değerlendirdik. Değerlendirdikten sonra da arkadaşlarımızla da yaptığımız
istişareler neticesinde, 24 Haziran’da Türkiye’de bu erken seçimi
gerçekleştirelim istedik.”
Bu cümleler, sanki önceden görüşülüp mutabakata varıldığı
kanaati uyandırıyor; ama aynı konuşmanın devamında Erdoğan, “erken seçim
kararının her ne kadar kendi arzularıyla çıkmamış bulunsa da, yeni yönetim
sisteminin bir an önce devreye girmesini sağlayacak olması bakımından çok ama
çok isabetli olduğunu” söylüyor.
Birbiriyle çelişen ifadeler… Anlaşılıyor ki, Bahçeli
emrivakide bulunmuş, Erdoğan da ‘cumhur ittifakı’nın dağılmasına fırsat vermemek
için teklifi (tebliği) kabul etmek zorunda kalmış…
“Yaşasın baskın
seçim!”
AK Parti çevreleri de kısa bir şaşkınlığın ardından,
kaçınılmaz olarak erken seçimi savunmaya başladı. Reis’in onayladığı bir şeyi
savunmamaları mümkün mü?..
‘Baskın’ da, biz
kibarca ‘erken’ diyoruz…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, emrivakisinden sonuç
almanın gururuyla, zafer kazanmış bir kumandan edasına bürünmüştü. O kadar ki, bir
gazetecinin erken seçim kararının baskın seçim olarak nitelendirilmesine dair
görüşünü sorması üzerine Bahçeli, “Efendim zamanında yapılamayan her seçim, ‘baskın
seçim’dir; ancak ifadesindeki kibarlık, bunu ‘erken seçim’ olarak yorumlatır”
diyerek espri bile yapmıştı…
Her şey yolunda gidiyor gibi gözüküyordu. Ta ki, 22 Nisan
Pazar gününe kadar…
15 CHP Milletvekili,
İYİ Parti’ye katıldı
Pazar günü, beklenmedik bir gelişme yaşandı. CHP ile İYİ
Parti arasında yapılan görüşmede varılan mutabakat sonucunda, CHP’nin 15
milletvekili, parti yönetiminin talebi ve onayıyla, İYİ Parti’ye katıldılar.
Halen, daha önce MHP’den ayrılıp İYİ Parti’ye katılan 5
milletvekili bulunan İYİ Parti, CHP’den gelen 15 milletvekiliyle birlikte,
TBMM’de parti grubu oluşturmak için gerekli 20 milletvekili sayısına ulaşmış oldu.
Böylelikle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığına aday
olabilmesi için 100 bin imza toplamasına da gerek kalmadı. Üstelik İYİ Parti,
TBMM’de grup oluşturabileceği için hazine yardımı alma imkânına da sahip oldu...
Bu gelişme üzerine siyasî hareketlilik, birden bire çoğaldı.
Özellikle son 2 yıldır taktik ve stratejik bütün hamleler AK Parti ve özellikle MHP’den
gelirken, ilk kez CHP-İYİ Parti ortak aklından etkili bir karşı hamle gelmişti.
Ortak tuzak kurdular,
boşa çıkarıldı
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Hukukun ve millet
iradesinin önüne konan bu engelin aşılmasında, CHP ve değerli Genel Başkanı
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu tavır her türlü takdirin
üzerindedir. Tarihi bir demokratik tavırdır. Siyaset ve demokrasi tarihimizde
övgüyle yerini alacaktır. Ortak tuzak kurdular, boşa çıkarıldı. Yorulacağımızı,
yılacağımızı düşünenlere buradan sesleniyoruz, durun daha yeni başladık” açıklamasında
bulundu.
Bir yazan, bir de
bozan var
CHP’den İYİ Parti’ye geçen Kayseri Milletvekili Çetin Arık,
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Bu oyunu bir yazan, bir de bozan var.
Tek adam ve yancısının oyununu bozacağız” dedi.
Ne oldu?
Çalışmadığınız yerden mi geldi?
İYİ Parti’nin twitter hesabından da AK Parti mentionlanarak
(menşınlanarak / AK Parti twitter yöneticileri ve takipçilerinin de görmelerini
sağlayan etiketlendirme yöntemini kullanarak) “Ne oldu? Çalışmadığınız yerden
mi geldi?” mesajı yayınlandı…
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da, İYİ Parti’nin 24 Haziran
seçimlerine katılabileceğini açıkladı.
Cumhur İttifakı, sarsılmıştı… Sarsıntının derecesi,
gösterilen tepkilerin şiddetinden açıkça anlaşılıyordu.
Devlet Bahçeli
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, twitter sayfasında, “Demokrasi
nutku atanların, ilkeli ittifaktan bahsedenlerin ayak ve siyasi oyunlara heves
etmeleri tam bir çatırdama ve siyasi çürüme halidir. Gazi Meclis'in hür
iradesini, 98 yıllık izzetini, ikbal arayışlarıyla, dahası hülle ve hile
yoluyla karalamaya, karartmaya çalışan siyasi düşükler, milletimizin demokratik
kazanımlarına kast etmenin cezai karşılığını kuşkusuz sandıkta görecektir” değerlendirmesinde
bulundu.
Bekir Bozdağ
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, “Bu,
siyasî ahlâksızlığın en yeni ve en son örneğidir. Açık bir siyasî
mühendisliktir. Bu kirli ve ahlâksız icraatıyla CHP yönetimi, Cumhuriyetin kurucu
partisi CHP’yi bir başka partiye stepne yapmıştır” dedi.
Mahir Ünal
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “2010 yılında bir kaset
operasyonuyla başlayan ve bugüne kadar özellikle CHP içinde devam eden FETÖ
siyaset mühendisliği faaliyetlerine bugün yeni bir halka daha eklenmiştir.
Kılıçdaroğlu ve CHP’si kendini inkar etme pahasına 15 milletvekilini İP’e
göndermiştir. Üstelik ittifakların yasal olarak önü açılmışken gizli kapaklı
görüşmeler, kulisler ve siyasi bir hülle ile bunu yapmıştır. Yaşanan hadise
bugünün Güneş Motel vakasıdır” dedi.
Bülent Turan
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Mustafa Kemal'in
95 yıllık partisini 'okeye dördüncü arayan' bir parti haline getirdiler. Makul
hiçbir CHP'li bu filme rıza göstermeyecek, bu ahlak dışı iş birlikleri de milletin
vicdanında mahkûm olacaktır” dedi.
AK Parti-MHP cephesi, kendilerine yönelik etkili bir karşı
hamle geldiğinde, bunca zaman kendilerinin sergiledikleri ilkesizlikleri
görmezden gelip, muhalefete ilkeli olmak ve siyasî ahlâk dersleri vermeye
kalkabiliyorlar işte…
“Öyle bir şey
yapacağız ki…”
Seçimin anahtar partisi konumuna gelmiş olan Saadet Partisi
(SP), bu konumunu muhafaza edebilecek mi? SP’den henüz stratejik ve taktik bir
hamle gelmedi.
SP Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, şahsî twitter
sayfasında yayınladığı mesajında, “MHP ‘erken seçim’ dedi; AK Parti ‘baskın
seçim’ dedi; milletimiz, ‘Aaa! Ne oluyor?’ dedi. Şimdi biz, öyle bir şey
yapacağız ki, asıl o zaman ‘Aaa! Ne oluyor?’ denecek” diye yazmıştı. Bu iddialı
vaad hayata geçirilebilecek mi, bekleyip göreceğiz…
Gelelim onlara...
Bu gün muhalefete ilke ve ahlâk dersleri vermeye çalışan AK
Parti ve MHP’nin bu güne kadar sergiledikleri ilkesizliklerinden örnekler de
başka bir yazıya…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder