22 Nisan 2018 Pazar

Muhalefet baskın seçimi, iktidar da bu hamleyi beklemiyordu

 Bu gelişme üzerine siyasî hareketlilik, birden bire çoğaldı. Özellikle son 2 yıldır taktik ve stratejik bütün hamleler AK Parti ve özellikle MHP’den gelirken, ilk kez CHP-İYİ Parti ortak aklından etkili bir karşı hamle gelmiş, ‘Cumhur İttifakı’ sarsılmıştı…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin beklenenden çok daha erken davranarak baskın seçim çağrısı yapmasının gerçek sebebi, kimilerince iddia edildiği gibi istihbaratı alınan bir darbe teşebbüsünü önlemek için miydi yoksa muhalefeti hazırlıksız yakalamak için kurulmuş siyasî bir tuzak mıydı?

Cumhur ittifakı’nda ABD ayrışması mı?

Rivayetler muhtelif. Erken seçim çağrısından bir gece önce Bahçeli ile görüşmüş olan Turktime.com yazarı Celâl Kazdağlı’ya göre Bahçeli, iktidarın Suriye’ye saldıran ABD’ye verdiği destekten duyduğu rahatsızlıktan dolayı erken seçim çağrısı yaptı. Bu iddiadan çıkan sonuca göre Bahçeli, iktidarı kurtarmak için değil batırmak için erken seçim ilân etmiş demektir. Yine bu iddiadan çıkan sonuca göre, Bahçeli ile Erdoğan’ın farklı uluslararası ittifaklarda yer aldıkları da ortaya çıkıyor. Yani aslında çatışma zemininde inşa edilmiş çürük bir ittifak…

Darbe hazırlığı mı vardı?

Emekli Binbaşı, Yazar Erol Mütercimler’e göre ise “Devlet Bahçeli, NATO koridorlarındaki birtakım hareketlenmelerin bilgisini aldığı için” erken seçim ilân etti. Yani, muhtemel bir ABD darbesini önledi…

Devlet Bahçeli, erken seçim çağrısı yapmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşüp mutabakata varmış mıydı, yoksa bu çağrı Erdoğan’a bir emrivaki mi olmuştu?

Buluştuk, konuştuk… Gerçi biz karar vermedik ama biz karar vermiş gibi olduk…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim gerekçelerini de açıklamaya çalıştığı “Rasathane-i Âmire’den Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathânesi’ne” başlıklı programda yaptığı konuşmada muğlâk ve çelişkili ifadeler kullandı. Ne ‘haberim vardı’ diyebildi, ne de ‘yoktu’ diyebildi… Meselâ;

“Siyasî hayatımız boyunca hep, seçim sürelerinin sonuna kadar kullanılmasından yana olmuştuk. Ancak iç ve dış siyasî, askerî, ekonomik gelişmelerin seyri, bize bu süreyi mevcut sistemle devam ettirmemizin, oldukça ciddi maliyetleri olacağını gösterdi. Ve şimdi biz, milletimize verdiğimiz taahhüde bağlı kalarak, erken seçim lafını asla telâffuz etmiyorduk ve şimdi artık bu adımı atalım dedik ve bildiğiniz gibi Milliyetçi Hareket Partisi’nin de bu konudaki olumlu yaklaşımı sebebiyle Sayın Bahçeli’nin salı günü yaptıkları açıklama neticesinde, kendileriyle daha önce bir, bir araya gelme davetim olmuştu ve bu davetimize icabetle oturduk, bu meseleleri kendisiyle değerlendirdik. Değerlendirdikten sonra da arkadaşlarımızla da yaptığımız istişareler neticesinde, 24 Haziran’da Türkiye’de bu erken seçimi gerçekleştirelim istedik.”

Bu cümleler, sanki önceden görüşülüp mutabakata varıldığı kanaati uyandırıyor; ama aynı konuşmanın devamında Erdoğan, “erken seçim kararının her ne kadar kendi arzularıyla çıkmamış bulunsa da, yeni yönetim sisteminin bir an önce devreye girmesini sağlayacak olması bakımından çok ama çok isabetli olduğunu” söylüyor.

Birbiriyle çelişen ifadeler… Anlaşılıyor ki, Bahçeli emrivakide bulunmuş, Erdoğan da ‘cumhur ittifakı’nın dağılmasına fırsat vermemek için teklifi (tebliği) kabul etmek zorunda kalmış…

“Yaşasın baskın seçim!”

AK Parti çevreleri de kısa bir şaşkınlığın ardından, kaçınılmaz olarak erken seçimi savunmaya başladı. Reis’in onayladığı bir şeyi savunmamaları mümkün mü?..

‘Baskın’ da, biz kibarca ‘erken’ diyoruz…

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, emrivakisinden sonuç almanın gururuyla, zafer kazanmış bir kumandan edasına bürünmüştü. O kadar ki, bir gazetecinin erken seçim kararının baskın seçim olarak nitelendirilmesine dair görüşünü sorması üzerine Bahçeli, “Efendim zamanında yapılamayan her seçim, ‘baskın seçim’dir; ancak ifadesindeki kibarlık, bunu ‘erken seçim’ olarak yorumlatır” diyerek espri bile yapmıştı…

Her şey yolunda gidiyor gibi gözüküyordu. Ta ki, 22 Nisan Pazar gününe kadar…

15 CHP Milletvekili, İYİ Parti’ye katıldı

Pazar günü, beklenmedik bir gelişme yaşandı. CHP ile İYİ Parti arasında yapılan görüşmede varılan mutabakat sonucunda, CHP’nin 15 milletvekili, parti yönetiminin talebi ve onayıyla, İYİ Parti’ye katıldılar.

Halen, daha önce MHP’den ayrılıp İYİ Parti’ye katılan 5 milletvekili bulunan İYİ Parti, CHP’den gelen 15 milletvekiliyle birlikte, TBMM’de parti grubu oluşturmak için gerekli 20 milletvekili sayısına ulaşmış oldu. Böylelikle İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığına aday olabilmesi için 100 bin imza toplamasına da gerek kalmadı. Üstelik İYİ Parti, TBMM’de grup oluşturabileceği için hazine yardımı alma imkânına da sahip oldu...

Bu gelişme üzerine siyasî hareketlilik, birden bire çoğaldı. Özellikle son 2 yıldır taktik ve stratejik bütün hamleler AK Parti ve özellikle MHP’den gelirken, ilk kez CHP-İYİ Parti ortak aklından etkili bir karşı hamle gelmişti.

Ortak tuzak kurdular, boşa çıkarıldı

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Hukukun ve millet iradesinin önüne konan bu engelin aşılmasında, CHP ve değerli Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu tavır her türlü takdirin üzerindedir. Tarihi bir demokratik tavırdır. Siyaset ve demokrasi tarihimizde övgüyle yerini alacaktır. Ortak tuzak kurdular, boşa çıkarıldı. Yorulacağımızı, yılacağımızı düşünenlere buradan sesleniyoruz, durun daha yeni başladık” açıklamasında bulundu.

Bir yazan, bir de bozan var

CHP’den İYİ Parti’ye geçen Kayseri Milletvekili Çetin Arık, “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Bu oyunu bir yazan, bir de bozan var. Tek adam ve yancısının oyununu bozacağız” dedi.

Ne oldu? Çalışmadığınız yerden mi geldi?

İYİ Parti’nin twitter hesabından da AK Parti mentionlanarak (menşınlanarak / AK Parti twitter yöneticileri ve takipçilerinin de görmelerini sağlayan etiketlendirme yöntemini kullanarak) “Ne oldu? Çalışmadığınız yerden mi geldi?” mesajı yayınlandı…

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) da, İYİ Parti’nin 24 Haziran seçimlerine katılabileceğini açıkladı.

Cumhur İttifakı, sarsılmıştı… Sarsıntının derecesi, gösterilen tepkilerin şiddetinden açıkça anlaşılıyordu.

Devlet Bahçeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, twitter sayfasında, “Demokrasi nutku atanların, ilkeli ittifaktan bahsedenlerin ayak ve siyasi oyunlara heves etmeleri tam bir çatırdama ve siyasi çürüme halidir. Gazi Meclis'in hür iradesini, 98 yıllık izzetini, ikbal arayışlarıyla, dahası hülle ve hile yoluyla karalamaya, karartmaya çalışan siyasi düşükler, milletimizin demokratik kazanımlarına kast etmenin cezai karşılığını kuşkusuz sandıkta görecektir” değerlendirmesinde bulundu.

Bekir Bozdağ

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, “Bu, siyasî ahlâksızlığın en yeni ve en son örneğidir. Açık bir siyasî mühendisliktir. Bu kirli ve ahlâksız icraatıyla CHP yönetimi, Cumhuriyetin kurucu partisi CHP’yi bir başka partiye stepne yapmıştır” dedi.

Mahir Ünal

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “2010 yılında bir kaset operasyonuyla başlayan ve bugüne kadar özellikle CHP içinde devam eden FETÖ siyaset mühendisliği faaliyetlerine bugün yeni bir halka daha eklenmiştir. Kılıçdaroğlu ve CHP’si kendini inkar etme pahasına 15 milletvekilini İP’e göndermiştir. Üstelik ittifakların yasal olarak önü açılmışken gizli kapaklı görüşmeler, kulisler ve siyasi bir hülle ile bunu yapmıştır. Yaşanan hadise bugünün Güneş Motel vakasıdır” dedi.

Bülent Turan

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Mustafa Kemal'in 95 yıllık partisini 'okeye dördüncü arayan' bir parti haline getirdiler. Makul hiçbir CHP'li bu filme rıza göstermeyecek, bu ahlak dışı iş birlikleri de milletin vicdanında mahkûm olacaktır” dedi.

AK Parti-MHP cephesi, kendilerine yönelik etkili bir karşı hamle geldiğinde, bunca zaman kendilerinin sergiledikleri ilkesizlikleri görmezden gelip, muhalefete ilkeli olmak ve siyasî ahlâk dersleri vermeye kalkabiliyorlar işte…

“Öyle bir şey yapacağız ki…”

Seçimin anahtar partisi konumuna gelmiş olan Saadet Partisi (SP), bu konumunu muhafaza edebilecek mi? SP’den henüz stratejik ve taktik bir hamle gelmedi.

SP Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydın, şahsî twitter sayfasında yayınladığı mesajında, “MHP ‘erken seçim’ dedi; AK Parti ‘baskın seçim’ dedi; milletimiz, ‘Aaa! Ne oluyor?’ dedi. Şimdi biz, öyle bir şey yapacağız ki, asıl o zaman ‘Aaa! Ne oluyor?’ denecek” diye yazmıştı. Bu iddialı vaad hayata geçirilebilecek mi, bekleyip göreceğiz…

Gelelim onlara...

Bu gün muhalefete ilke ve ahlâk dersleri vermeye çalışan AK Parti ve MHP’nin bu güne kadar sergiledikleri ilkesizliklerinden örnekler de başka bir yazıya…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder